Türkiye'de sık karşılaştığımız bir tartışmadır: Önce Genelkurmay Başkanı siyasetle ilgili bir şeyler söyler.
Bunun üzerine yorumcular ikiye ayrılır. Bir kesim, " Ne söylenecekse, Milli Güvenlik Kurulu 'nda söylensin, demokrasilerde asker böyle konuşamaz " der.
Karşı taraf ise, " Niye rahatsız oluyorsunuz, asker de fikrini söylesin " diye bastırır.
Son zamanlarda bu durum biraz değişmeye başladı. Daha doğrusu olaya yeni bir öğe daha katıldı: Genelkurmay'ın internet sitesi ...
Bu noktanın altını çizerken kastım, Org. Büyükanıt'ın 'imzasını' taşıyan metinler ya da rutin haberler, duyurular değil elbette.
Site son aylarda başlı başına bir ' politika' merkezi haline geldi.
Son örnekten başlayalım:
- ABD savaş uçakları geçen perşembe günü ( 24 Mayıs ) Türkiye'nin hava sahasını bir süreliğine ihlal etti. Bununla ilgili bilgiler cuma öğleden sonra sitede yer aldı.
Önce bir şey olmadı. Derken Anadolu Ajansı olayı haberleştirdi. Ardından gazeteler devreye girdi.
- Diğer olayı biliyorsunuz: 27 Nisan gecesi ' e-muhtıra' denilen bir bildiri siteye kondu. Ama o zaman iş oluruna bırakılmamış, bildirinin yayınlanacağı bilgisi birkaç saat öncesinden yayın organlarına telefonla iletilmişti. Bildirinin dili bir garipti. Kesinlikle Org. Büyükanıt'ın üslubuna sahip değildi. Bu durum, " bildiri aşağıdan gelen baskıyla siteye konuldu " yorumlarına yol açtı.
- Bir önceki olay ise şubat ayında gerçekleşti. Rusya Devlet Başkanı Putin, 10 Şubat günü Almanya'da 'tek kutuplu' dünyanın iyi bir düzen olmadığını belirten, ABD'yi ve NATO'yu eleştiren bir konuşma yapmıştı. Bu konuşma tam da Org. Büyükanıt'ın ABD gezisinin başladığı gün olan 14 Şubat'ta Türkçe'ye çevrilerek Genelkurmay'ın internet sitesine konuldu.
***
Eskiden askerler fikirlerini (daha doğrusu emir kipindeki siyasi isteklerini) başka yollarla açıklardı:
- 1960 darbesinde radyoyu 'bizzat' kullandılar. Ordunun yönetime el koyduğunu, Albay Alparslan Türkeş açıkladı...
- 1971'de muhtıra öğle saatlerinde TRT'nin radyosundan yayınlandı.
- 1980 darbesinde komutanları yan yana dizilmiş vaziyette TV'den izledik.
- 28 Şubat ( 1997 ) süreci epey farklıydı. Askerin talepleri MGK toplantısının sonucu olarak açıklandı.
***
27 Nisan (2007) bildirisi yukarıdaki müdahale tiplerinden en çok hangisine benziyor? Olaya çeşitli açılardan bakılabilir.
Mesela 'muhtıra' (sert uyarı) biçimiyle 1971'i hatırlatıyor. Ancak önemli bir fark da var: 1971'de tüm komutanların imzası bildiride yer alıyordu.
Öte yandan 1960'ı da andırıyor. Çünkü Türkeş okumuş olsa da, darbeyi alt kademe subaylar gerçekleştirdiği için, bildirinin altındaki imza anonimdi (' Türk Ordusu'); sorumlular (yani komutanlar) belli değildi.
***
Gelelim bugüne.
Öyle görülüyor ki Genelkurmay'ın internet sitesi önümüzdeki dönemde farklı bir mecra olarak, iç ve dış siyasette önemli bir rol oynayacak.
Olanakları geniş bir mecra bu. Siyasetin gerektirdiği şekilde; ileriye, geriye, sağa, sola adımlar atmaya uygun.
Kürsüden yapılan konuşmalar ve imzalı bildiriler kişileri bağlayıcıdır . Faraza gazetelere gönderilmiş anonim bir bildiri ise " yoksa emir komuta zinciri koptu mu " kuşkusunu uyandırır.
İnternet sitesi ise, resmi dahi olsa, elastik bir alan: Yayınlanan metin, ' haber' diye de okunabilir, ' uyarı' diye de... Gerekirse, ' hata olmuş, yanlış metin girmiş' denilebilir... Üç beş gün sonra kaldırılabilir ya da sürekli yayında kalabilir... Kendinizi bağlamadan, başkasının yazısını yayınlayarak ' jest' yapabilir, ' kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla' mesajını verebilirsiniz.
Önümüzdeki dönemde ' www.tsk.mil.tr' sitesi epey tıklanacak. Zeki Başeskioğlu heveslenmesin, siteye reklam alınmıyor.