Türk faşizminin ideologluğuna soyunan Alev Alatlı'nın Zaman gazetesine verdiği yazıda (17 Şubat) sergilediği abukluğu geçen gün ele almıştım. (Sabah, 18 Şubat) Bunun üzerine Alatlı, 'Allahlık' bir yazıyla kendini savunmaya çalıştı. (Zaman, 20 Şubat)
Şöyle başlamış savunusuna: "Amerikan Deniz Piyadeleri'nin 'şahadetname'lerinin aslını sunarken, 'şahadetname' kelimesinin İngilizce karşılığının 'yemin/oath' değil, 'testimonial' olduğunu hatırlatır, 'yemin' kelimesinin yorumun hiçbir yerinde geçmediğine dikkat buyurulmasını rica ederim."
***
Peki... Şahadetname ne demek? Bilmeyenler için sözlüğe bakalım: "1) Diploma, 2) Belge, rapor."
'Testimonial' kelimesi için de Oxford sözlüğüne göz atalım: "A formal written statement, often by a former employer, about somebody's abilities, qualities and character."
Yani "Bir kişinin becerileri, nitelikleri ve karakteri hakkında, genellikle önceki işvereni tarafından verilen, resmi yazı."
İşte her şey tabak gibi ortada.
Sen hem şahadetnameden, diplomadan, resmi-bağlayıcı bir metinden söz edeceksin... Böylece olayın aslını bilmeyen Zaman okurlarını ve yazıyı alıntılayan ' haber7.com' sitesinin takipçilerini kandıracaksın...
Hem de "Efendim, bu metin deniz piyadesi adaylarının endoktrinasyon (doktrin aşılama), beyin yıkama sürecinin sonucudur" diyeceksin.
Çevir kazı yanmasın!
"Büyük düşünür" (Alatlı'nın dediği gibi özenle tırnak içine alınmıştır) olmak böyle bir şey herhalde.
Bitmedi. Alatlı bir de metnin İngilizce'sini yayınlamış. Peki nereden almış bu 'testimonial'ı?
Amerikan Deniz Piyadeleri'ne (ADP) ilişkin resmi olmasa dahi, önemsenecek bir kaynaktan mı? Mesela ciddi bir kitaptan mı? Ne gezer... 'Blog' adı verilen, niyeti belirsiz bir kişisel internet sitesinden.
Yani akıl, mantık ve bilgi fukarası (saçmalıkları, çelişkileri pazar günkü yazıda ayrıntılarıyla anlatmıştım) bir Amerikan delikanlısı böyle bir metin yazmış. Bu metin biriki blog'ta yer almış.
Alev Alatlı da bunu bize "ADP'nin şahadetnamesi" diye sunuyor. Maskaralığın dik alası!
"Alatlı'yı nasıl eleştirirsiniz" diyen epostalar aldım. Niye eleştirmeyeyim? Herkesi eleştiririm.
Hele hele böyle uyduruk metinlerle insanları aldatmakla kalmayıp... "Ölmek ve öldürmek üzere" yemin edenettirenleri o uyduruk metne dayanarak savunanları... Ve de kan kültürünü yüceltenleri mutlaka eleştiririm.
Bazı dangalaklar da "Siz ADP'nin avukatı mısınız" diye soruyor. Hadi cevap vereyim de hatırları kalmasın: Hayır, ADP'nin değil, kendimin avukatıyım.
Ne yani, merakla okuduğum bir gazete olan Zaman'ı kullanarak bana ve diğer okurlara sunulan o saçmalığa itiraz etmeyecek miyim?
ABD karşıtı olabilirsin. Ama bunu gerçeklere dayanarak yap. ABD'nin sürüyle günahı varken palavra atmaya niye gerek duyuyorsun?
***
Okurların Alatlı tarafından yanıltılması zaten kötü bir durum... Daha da kötüsü, içlerinde üniversitelilerin de olduğu bazı gençlerin, onun adeta müridi haline gelmesi.
Bu arkadaşlar birer 'fikir holiganı' gibi davranıyor. Hani futbol holiganları var ya... Bir yandan kendi takımlarına toz kondurmaz, bir yandan da karşı tarafa saldırırlar...
İşte bunlar da aynı ruh haline sahip: Doğruyu 'şeyh' Alatlı biliyor, diğerleri ise düşman! 'Fikir holiganı' tabirindeki 'fikir' kelimesini de fazla ciddiye almayın ama... Bunların 'fikir' dediği, ilkokul sıralarında öğrenip, bir daha asla sorgulamadıkları siyasiideolojik hurafeler.
Zihinlerinde üç beş kavram var. Onları kullanarak aynı anlama gelen cümleleri bir öyle kuruyorlar, bir böyle kuruyorlar, sonra da kendilerini "Türkiye'nin düşünen dimağları" sanıyorlar.