Din değiştirip Budist olan ve 'Padmapani Paramabindu' adını alan Haluk Aslaniskender, Ankara Belediyesi'ne başvurmuş: "İnandığım din gereğince öldüğüm zaman yakılmak istiyorum."
Bizim yetkililer bu krematoryum işinden hep uzak durmuştur. Sanırım sadece Müslümanların değil, Hıristiyan ve Musevilerin de tepkisinden çekiniyorlar. Ayrıca işin bir de 'pratik' zorluğu var.
Halbuki 'öldükten sonra yakılma' talebi hiç de yeni bir şey değil.
Süleyman Faruk Göncüoğlu'nun, Eminönü Belediyesi için hazırladığı "İstanbul'un İlkleri ve Enleri" adlı derlemesini okuyorum. Bakın "İstanbul Tarihinin En Garip Cemiyeti" başlığı altında neler yazılı:
"Kimyager Nureddin Münsi ve müderris Salih Murat bey tarafından 1931 yılında kurulan 'Ölüleri Yakma Cemiyeti'dir. Kuruluş için resmi başvurular 21 Haziran 1931 tarihli gazetelerde yer alır. Mısırlı bir hanım tarafından bağışlanan Şişli'deki likör fabrikasının arkasındaki arsa üzerinde ölü yakma fırını kurulacağı ilan edilmiştir."
1931'den beri 73 yıl geçmiş ama belediyeler bu talebe cevap vermemişler. İnsanları öldükten sonra yakmak yerine, diri diri yakmayı tercih edenlerin ülkesi burası. Sanırım Haluk Aslaniskender'in AB'ye girene dek beklemesi gerekiyor!