Derbide F.Bahçe daha kontrollü oynuyor, ayağa top yapıyor. Hiç maceraya girmiyor. Beşiktaş da aynı ama Beşiktaş defanstan çıkarken pas yaparak çıkacağına uzun uzun vurarak çıkıyor. Sarı-lacivertliler zaten çok yerde pres yapıyorlar.
Motta atıldıktan sonra Beşiktaş, G.Saray'ın yaptığı akılsızlığı yapmıyor. F.Bahçe'nin üzerine yüklenip, tempoyu artırmıyor. Oyunu kendi sahasında kabul edilip kontraya yöneliyor. Bu sefer F.Bahçe tedirgin oluyor. Hele 1-1'den sonra kontra bir gol yiyip kötü pozisyona düşmek istemiyor. Onlar da arka taraflarını sağlama alıyorlar. Siyah-beyazlılara göre 2-3 adamla oynayarak defans yapmaya başlıyorlar. Bu da Beşiktaş'ın işine geliyor.
Beşiktaş'ın attığı golden evvelki pozisyonda ofsayt var. Aynı Almeida direkten dönen topa müdahale etmek için koşuyor. Fakat arkadan Motta'nın geldiğini görünce çekiliyor, Motta vuruyor gol oluyor. Burada Almeida aktif mi, pasif mi? Hakemlere şu söyleniyor, 'Sonuna kadar bekle.' İyi tamam da sonuna kadar beklerken elinde gülle akşama kadar mı bekleyeceksin, sabah kadar mı? Almeida pozisyonun içinde mi, rakibi ve kaleciyi aldatıyor mu, kendine ve arkadakine avantaj sağlıyor mu? Bana sorarsanız hepsi var.
Haftanın görüntüsüne bakarsan G.Saray ağır yaralı. F.Bahçe karlı, Beşiktaş zararsız haftayı kapattı. Eğer Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'ne giderse bilin ki bu maçta aldığı bir puanla gidecektir.
HAKEMLİK OTORİTEDİR!
Bir hakem atışı, Dany topu kaldırıyor kafasıyla kalecisine pas veriyor. Hakem de sarı kart gösteriyor, F.Bahçe lehine bir vuruş veriyor. Futbolcuların geneli oyun kurallarını bilmedikleri için herkes şaşırıyor. Bu işin aslı şu. Hakem Dany'ye kaleciye pas kuralını deldiği için centilmenliğe aykırı hareketten sarı kart gösteriyor. Peki Caner ne yapıyor? F.Bahçeli futbolcular akıllarınca konuşuyorlar, Dany'yi mağdur kabul ediyorlar, hakemi taca ve seyircinin kucağına atıyorlar.
Aslında hakem yaptığı birinci doğrudan sonra topu auta atan Caner'e de bir sarı gösterse harika bir iş yapmış olacak. Hakemliğin zirvesine çıkacak. Hakemlik, penaltı, faul, gol vermek değildir. Hakemlik otoritedir. Doğru yaptığın işin de dibine kadar gitmektir.