* Geçmişte Kandil'de bile suça karışmamış olanların Mahmur'a gelmesi ve Türkiye'ye girişleri gündeme getirilmişti. Yine söz konusu mu?
Mahmur biraz da Birleşmiş Milletler ile alakalı.
Burada tabii Kuzey Irak yönetiminin de devrede olması lazım. Ama Mahmur illa sürecin parçası değil. Birinci önceliğimiz, içeridekilerin terki.
Kendileri de bin 400-500 bin civarında olduğunu ifade ediyorlar...
* Sürecin 2013 sonuna kadar tamamlanmasının beklendiği ifade ediliyor. Hedef 2013 mü?
Bu bizim hedefimiz. 2014 sağlıklı bir seçim yılı olur. BDP'nin de faydasına bu.
* Kolombiya hükümeti ile FARC arasındaki sürecin de 2013'te tamamlanması planlanıyor. Bir paralellik söz konusu...
Kolombiya'daki süreç ile bir ilgisi yok. IRA, ETA, Siri Lanka ve Kolombiya'daki yapıları inceledim.
Hiçbirisi bizimle uyuşmuyor.
* İmralı'ya yeniden heyet gitmesi söz konusu olur mu?
Şartlar gerektirirse yine olur. Onlar talep ederse, bakılır. Bu işin koordinesinde değerlendirilir.
* Çözüm süreci bu kez milli bir proje olarak yürüyor. Batılı ülkeler tepki vermiyorlar...
Tepki vermediklerini kim söylüyor. Veriyorlar ama destek vermiyorlar. Irak'ı İran'ın kucağına itiyorlar. Oranın enerji kaynaklarına hakimler.
Güdümlü bir iktidarın devam etmesini istiyorlar.
Kuzey'de de Güney'de de çok şey yapıyorlar. En son Sadr'ın Maliki ile ilgili yaptığı açıklamaya bakın.
Zehir zemberek. Maliki yerel seçimleri 6 ay öteledi.
Otokratik bir yapı söz konusu. Talabani'nin yokluğunu da kullanıyorlar. Şimdi ona kimin vekalet ettiğine bakın. Geçmişte Haşimi ve Adil Mehdi gibi karşılığı olan isimler Cumhurbaşkanı'na vekalet ediyordu.
Bugün vekalet edeni kimse tanımıyor. Musul ve Anbar'daki seçim sonuçları çok önemli.
AK PARTİ'YE SALDIRI
* AK Parti binası ve Adalet Bakanlığı'na dönük saldırılarla ilgili son bilgiler ulaştı mı size?
Saldırının teknik boyutları belli... Genel Merkezimize LAW silahlı saldırı oldu.
Hasan Cemal vakası
"Arkadaşlar dedikodular bazı köşelerde de yer alıyor. Bizim Demirören ailesine, Başbakan olarak, baskı kurduğumuz söyleniyor.
Bu iki gazetenin alımında da Erdoğan Bey ve oğluna en ufak bir tavsiyem olmadı. İşadamları olarak ister alırlar ister almazlar.
Aydın Bey ile aralarındaki hukuklarını bilirim. Hatta bu nedenle satın aldıklarında 'muvazaa mı var' diyenler oldu.
Satın aldıktan sonra Erdoğan Bey bana 'Kimi tavsiye edersin' diye sordu. O zaman Kanal 24'teyken Akif Bey'i (Beki) tavsiye ettim.
Onlar anlaşamadılar. 'Şunu al, bunu al' demedim. Derya Bey atanırken de benim haberim olmadı. Derya Bey kendisi bir yolculukta geldi, sordu. 'Eleştiriler ufkumuzu açar ama hakaret ettirmeyin' dedim.
Şimdi Hasan Cemal'in yazılarına son verilmesini benim istediğime dair ifade beni rencide etmiştir.
Geçenlerde bir olay yaşadık. Ona kırıldım. Tutanak olayında dedim ki 'Terörle mücadelede her türlü desteği vermeye hazırım' deyip, bu haberi yayınlamak izah edilemez.
IRA sürecinde medya bu tür şeyleri yayınlamama konusunda ortak karar almıştı. Hatırlattım. Hasan Cemal olayının benimle uzaktan yakından ilgisi yok. Geçmişte Uğur Dündar, Emin Çölaşan gibi isimler de gazetelerinden ayrılırken benzer dedikodular çıkarılmıştı. Orada da benim bir dahlim söz konusu olmamıştır.
Kaldı ki gazetesi de 'Hasan Cemal istediği zaman köşesinde yazabilir' diye duyurdu."
- Bülent Arınç, Milliyet'in o metinleri yayınlamasının "gazetecilik başarısı" olduğunu söyledi...
Bülent Bey böyle bir şey söyledi ise yanlış yapmıştır. O süreçte metinler başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler...
Türkiye'nin Suriye ve Kerkük planı
"Suriye'de sadece rejimle müttefik olamayız. Muhalifler Başbakan seçti. Arap Birliği yeni hükümeti kabul edecek. Yeni hükümet Halep, İdlip gibi içerde bir yerde görev yürütecek. Rusya'nın yeniden değerlendirmesi gerekecek. Obama'nın Ortadoğu ziyareti bu açıdan önemli. Bölgede ise Kerkük özel statüye sahip olmalı."