Viyana'da
önceki gün Dünya Siyaset Konferansı'nın açılışını yapan ve aynı platformda İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'la biraraya gelmemeye özen gösteren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ortadoğu'nun geleceğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gül, sorularımızı şöyle yanıtladı:
*
Viyana'da Dünya Siyaset Konferansı sırasında İsrail Savunma Bakanı Barak sizinle temas şansı aradı mı?
Diplomatik ilişkilerimizin ikinci katip seviyesinde olduğu bir ülkeden söz ediyoruz. Savunma bakanıyla ben niye aynı kareye gireyim? İsrail'in anlaması lazım. Ama ben hala İsrail'in anlamadığı kanaatindeyim.
*
Arap Baharı İsrail'i nasıl etkileyecek?
Arap dünyasında olup biteni esas oturup tahlil etmesi gereken birinci ülke İsrail. Şimdiye kadar Arap ülkelerinin diktatörleriyle idare etti. Onları yönetebildi. Şimdi ilk defa bütün bu toplumlar demokrasiyle buluşuyor. Bu olaylar olurken ben New York Times'e makale yazdım. "Demokrasi ile demografinin birleştiği an" dedim. Milyonlarca Arap demokrasiyle idare edilmeye başlandığı andan itibaren her şey esastan etkilenecek.
*
"İsrail, uzun dönemde olacakları öngörmeli" derken neyi kastediyorsunuz?
İsrail, koskoca bir Arap denizinin içinde bir ada. Uzun dönemin ne olduğunu en iyi İsrailliler anlar. 40-50 sene sonrasını onlar bilir. Nereye gider bu iş? Ama onlar taktiksel işlere giriyorlar. Gel, 'dürüst barış' yap. Dürüst barış halklarla yapılır. Daha ne istiyorsun sen? Arap dünyası, pozisyon değiştirdi. Varlığını kabul ediyor. Beraber yaşamayı kabul ediyor. Sen, bir taraftan 'Masaya gel' diyorsun. Öbür taraftan oradan toprak çalmaya devam ediyorsun. Oraları görmeyen anlamaz.
*
Ramallah ve Gazze'yi 1990'ların ortasında ziyaret ettiğinizi anlatmıştınız. O günden bugüne ne değişti?
Ben 1996-1997'de Avrupa Konseyi adına gittiğimde oraları gördüm. O zaman daha Hamas böyle değildi. Ramallah'ta bütün şehirleri dolaştık. Çıkıyorsun, dönüşte yolun üzerine dozerlerle toprak dökülmüş. Önüne tanklar konulmuş. İnsanları geçirtmiyorlar. İnsanlar birikiyor birikiyor, kadınlar çocuklar... Elleriyle toprağı kenara atıp yolu açabilirler. Ama başında silahlı asker duruyor. İnsan insanlığından utanır öyle bir durum yani. Gazze'ye de gittik.. Bunu İsrail'in görmesi lazım. Oturup oradaki insanlarla beraber yaşayabileceği, bir anlaşma yapmalı. Bunu da taraflar söyledi. '1967 sınırı' dediler, '1948 sınırı' falan demediler.
*
Ortadoğu'da ne zaman barıştan söz edilse provokasyon oluyor..
Hamas, İsrail ile yaşayabileceği yönünde sinyal vermiş bundan daha büyük bir şey olur mu? Bunu görmek yerine, İsrail bölgede kendisiyle iyi ilişkiler içinde olan Türkiye ile bile bu hale geliyor. Netanyahu, ABD Kongresi'nde konuştu. 57 kez ayağa kalkıp alkışladılar. Bu, kendi meclisinde bile olmaz. İsraillilerin buradaki yapmacıklığı görmesi ve kendisine çeki düzen vermesi lazım.
Açılıma yeşil ışık yakmadı
2009 yılında (Kürt sorunu için) güzel şeyler olacak demiştiniz. Bir anda işler tersine döndü. Yeni bir şeyler olabilir mi?
Yeni bir şey yok. Onlara bağlı. Hala orada burada bomba patlatılırken yeni süreç nasıl olur?