Emek ve işçi bayramını Taksim Meydanı'nda kutlamak isteyen yüz binlerce kalabalığa 1 Mayıs 1977'de o dönem adı İntercontinental olan otelin üst katlarından, hâlâ kim oldukları bilinmeyenler tarafından rasgele ateş açıldı. O gün tarihe "Kanlı 1 Mayıs" olarak geçti. Çünkü 34 kişi hayatını kaybetmiş ve yapılan provokasyonla yüzlerce insan yaralanmıştı. Ertesi yıl emekçiler bir kez daha çıktı Taksim'e. Bir yıl evvel yaşanmış katliamın hesabını sormak için. Ancak bu sorgulama o dönemin yöneticilerini rahatsız etti ve Taksim Meydanı, bir daha hiç açılmamacasına 1 Mayıs kutlamalarına resmi olarak kapandı. İstanbul Valiliği bu yıl tarihi bir karara imza atarak Taksim'i 1 Mayıs'ta yeniden emekçilerle buluşturmak için düğmeye bastı. Ve İstanbul'un en yetkili ağzından 1 Mayıs hazırlıkları...
Meydanı açtığınız için korkuyor musunuz? Korkmuyorum ama çok heyecanlıyım.
Niye? Böyle tarihi bir kararın altına imza atmaktan! Çok büyük onur benim için. İstanbul'u artık 1 Mayıs kâbusundan kurtarmak da ayrı bir heyecan.
Kâbustu değil mi? Hem de nasıl! Bakın ben 38 yıllık kamu görevlisiyim. 19 yıllık valiyim. 4'ü büyükşehir olmak üzere beşinci ilde valilik yapıyorum. 8 yıldır da İstanbul Valisiyim. Meslek hayatımda o kadar çok olumsuzluklarla karşılaştım ki anlatamam. Ama inanın ki 1 Mayıs 2007 ve 1 Mayıs 2008'de yaşadığım sıkıntıyı hayatımın hiçbir döneminde yaşamadım Sevilay Hanım. Hem mesleğim adına, hem de polislerim adına, hem de vatandaşlarım adına.
Niye geç kaldınız bu kararı vermekte peki? Çünkü bazı inatlaşmalar oldu geçmişte.
Kim kiminle inatlaştı? Efendim... Sendikalarla inatlaşmadan bahsediyorum. Bunların ne olduğunu anlatmayacağım. Çünkü biz bu yıl bir söz verdik birbirimize. Geçmişi kaşımayacağız. Eski defterleri açmayacağız. Yeni bir başlangıç yapacağız...
Peki bu yıl nasıl anlaşmaya varıldı? İki nedeni var. Birincisi ilk kez DİSK, Türk-İş, Hak-İş, KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen konfederasyonlarının başkanları kendi aralarında mutabakat yapıp karşımıza geldiler. "Biz istiyoruz" dediler... Arkadaşların çok iyi niyetle getirdikleri bu talebi biz de kamu yöneticileri olarak değerlendirmeye aldık. Oturduk hep beraber masaya. Ve bütün şartları ortak belirleyerek bu tabunun ortadan kalkmasına karar verdik. İkincisi, ulusal bayram ve genel tatiller hakkındaki kanunda değişiklik yapıldı ve 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak ilan edildi. Biz de hem bu kanun hem de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda değişiklik yapılan kanundan faydalanıp Taksim'e izin verdik. Yoksa Taksim Meydanı asla ve katiyen gösteri, yürüyüş ve miting alanı değildir. Çağlayan, Kazlıçeşme ve Kadıköy İskele meydanı belirlenmiş alanlardır valilik tarafından ama Taksim değildir.
Neden? 1977'den dolayı mı? Hayır efendim. Şartları gereği olamaz Taksim. Bu alan İstanbul'un turizm, ticaret, kültür ve sanat merkezidir. Biz her gösteri ya da miting yapmak isteyene bu bölgeyi açarsak İstanbul kilit olur. İstanbullu mahvolur. Burada belirtmem gereken bir nokta var. Kamuoyu sanmasın ki Taksim Meydanı bu yıl ki 1 Mayıs için açıldı diye bundan sonra her gösteri ya da miting için izin verilecektir. Katiyen böyle bir şey yok! Bu izin sadece 2010 1 Mayıs kutlamaları için tahsis edilecektir. O nedenle kimse bize gelmesin yani Taksim'de miting ya da gösteri izni almak için!
Peki sadece 2010 için mi bu izni verdiniz? Temennimiz 2010 başlangıç olsun ve bundan sonraki yıllarda da 1 Mayıslar Taksim'de kutlansın. Ama bunun olabilmesi için önümüzdeki haftayı görmemiz lazım.
Nasıl yani? Konfederasyonlarla sözleştiğimiz dışına çıkılmaması lazım. Bakın. Altını çizerek belirtmek istediğim noktalar var. Bu izni İstanbul Valiliği verdi ama önümüzü açan bize bu imkanı sağlayan başta Sayın Başbakanımız, sonra İçişleri Bakanımız. 32 yıl aradan sonra bu meydanın işçilere emekçilere açılmasının altında yatan temel sebep de demokratik açılımdır. Türkiye bir yandan demokratikleşmeye çalışırken, diğer yandan milyonlarca insan için büyük bir anlamı olan Taksim'i kapatmak yanlış olurdu. Biz hep açmak istedik ama kanunlar, geçmişte yaşanan olumsuzluklar elimizi kolumuzu bağladı. İşte bütün koşulları ve Türkiye'nin demokratikleşme yolunda ki gayreti bize Taksim iznini verdirtti. Dileğimiz o gün gelen insanların 1 Mayıs'ı emek ve dayanışma günü kuralları içerisinde kutlamaları. Onun dışına çıkmamaları. Eğer bunun dışına çıkılırsa, yine bölücü pankartlar açılıp, sloganlar atılırsa, taşkınlık yapılıp oraya gelen emekçinin huzuru kaçırılırsa sonuç üzüntü verici olabilir.
Ne olur? Taksim açıldığı gibi kapanır 1 Mayıs kutlamalarına. Çünkü 1 Mayıs işçinin ve emekçinin günü. Orada konuşulacak konular bu olmalıdır.
Yoksa hükümete eleştiri getirmek yasak mı olacak Taksim'de? Olur mu efendim. Ben onu demek istemiyorum. Herkesin herkesi eleştirme hakkı vardır. Bahsettiğim şey şu. Yasadışı örgüt üyelerinin, emekçilerin sırtına binip, onların bu özel gününde yine bildiklerini okumaları. Bu bizi üzer. Sadece bizi değil, 6 sendikanın yetkililerini de üzer. Çünkü bütün sorumluluk onlarda. Bir kere alan içinde polis görev yapmayacak. Polisle vatandaş karşı karşıya gelmeyecek. Polis sadece belirlenen barikatın dışında görev yapacak. O nedenle inanıyorum ki sorumluluğu üzerine alan sendikalar provokasyon amacı taşıyan göstericilere göz yummayacak. Ve inanıyorum ki bu yıl provokatörler umduklarını bulamayacaklar. Çünkü sendikalar bunun büyük bir fırsat olduğunu farkındalar. Bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğinin de.
Nasıl bir düzenleme olacak? Anlatayım. Bir kere biz çok geniş bir barikatlama sistemi kuracağız. 3 tane giriş noktası kuracağız. KESK ve DİSK, Şişli Camisi önünde toplanıp, Halaskargazi Caddesi üzerinden yürüyüp, Divan oteli ile Radyoevi arasında kuracağımız kontrol noktasından alana giriş yapacaklar. Türk-İş ve Kamu-Sen Şişhane'de toplanacak. Onlarda Tarlabaşı'ndan çıkıp Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü önündeki kontrol noktasından girecekler. Hak-İş ile Memur-Sen Dolmahçe'de toplanacak. Onlarda, Gümüşsuyu'na yürüyüp oradaki kontrol noktasından girecekler. Bunun dışındaki tek bir noktadan giriş yapılamayacak!
Peki sendikalı olmayan ama alana girmek isteyenler giremeyecek mi? Tabi ki alan emek ve dayanışma gününü kutlamak isteyen herkse açık olacak. Ama öyle tek tip giyinip, yasa dışı örgütlerin ismini taşıyan pankart ya da flamaları barındıranları içeri almayacağız. Kapıda polis bu konuda çok temkinli davranacak. İçeride de sorumluluk az evvel dediğim gibi sendikaların görevlendireceği kişilerde olacak.