GATA'dan emekli olan Prof. Dr. Melih Us, aslında bir kalp uzmanı ama o hastalarına sıradan bir uzman gibi değil adeta bir yaşam koçu gibi yaklaşıyor. Hastalarının yeme içme kültüründen, spor yapılacak alanlara kadar her şeyi kendisinin belirlediğini söyleyen Us, genç ve sağlıklı kalmanın sırlarını sizler için anlattı...
Kalbimize ne zaman sahip çıkmalıyız? Aile büyüklerimizde herhangi bir kişide kalp rahatsızlığı varsa 18-19 yaşına gelindiği zaman mutlaka check-up yaptırmalı kişi.
Ya genetik bir sorun yoksa... O zaman ne yapmalıyız? Yine de 20'li yaşlar da baktırmak lazım. Sebebi de şu: İlla insan da koroner kalp hastalığı yok ki. Kapakçıkları bozuk olabilir. Doğuştan delik olabilir. Öncelikle eko yaptırmak lazım. Eğer yirmili yaşlar da bulgular varsa 20 yaşında anjiyo da yaptırabilirsiniz. Şüphelenmiyorsanız 30'a kadar bekleyebilirsiniz. Ama bizim gibi stresli bir ülke de yaşıyorsunuz 20'de kalbinize bir el atmanız gerekir diyorum.
Peki sizce kalbin en büyük düşmanı nedir? Yağ! Ben idareci olsam kesinlikle yağın kullanımını da tıpkı sigara gibi yasaklarım. Zaten benim çevremde yağ kullanımı yasaktır. Ailem de bu yasağa riayet eder. Bizim evde yağ türlerinin hiçbirinin girme şansı yoktur. Hastalarıma da aynı şekilde "Ekstra yağı unutun. Hayatınızdan çıkarın" diyorum!
İyi ama "Kalp dostu yağ" diye sunulan ürünler var piyasaya. Bizi aldatıyorlar mı yani? İnsanları kandırmamak lazım. "Sıvı yağ daha az zararlıdır" demek yanlıştır. Sonuç olarak yağ genelinde zararlıdır. Kalp sağlığı için X marka demek yanlıştır. Ben bir toplantı da o markanın genel müdürü ile görüştüm. "Yapmayın böyle bir şey" dedim.
Peki bilim adamları buna niye karşı çıkmıyor? Her firma kendi ürününü satmak ister. Sonuçta yağ atardamara zararlı. Bu bilimsel gerçek. Bunu niye tüketiyoruz? Zaten birçok yiyeceğin içinde yağ var. Yağ yemeyen bir sürü insan var. Yaşayamıyor mu? İnsan vücudunda ciddi bir dönüşüm var. Dönüştüremediğimiz tek şey "yağ." Diyet yapıyorsunuz ama yağları yok edemiyorsunuz. Ya da çok zor yok ediyorsunuz. Yani yağdan kalbe dost filan olmaz. Biz uzmanlar yağı kalbin bir numaralı düşmanı olarak ilan ettiğimize göre gerisini siz düşünün.
EKSTRA YAĞA GEREK YOK
Peki bu azılı düşmandan nasıl uzak kalacağız? Et, balık, tavuk, peynir yediğinizde zaten sizin için gerekli olan tüm yağları alıyorsunuz. Bunun için ekstra yağa gerek yok. Mesela salatanın üzerine yağ dökmek ya da sebzeleri kızartıp yemek, yemeklerde kaşık kaşık yağ kullanarak damak tadınıza keyif verirsiniz ama vücudunuza büyük kötülük yaparsınız. Fındık üreticileri çok kızacak biliyorum ama kesinlikle fındık, fıstık peşinde koşmamalıyız. Çünkü en ağır yağ türü fındık ve fıstıkta bulunur. Ve ciddi kalori yükü.
Yağ ilk sırada geldiğine göre ikinci düşman hangisi? Sigara...
Halk arasında sigaranın akciğerlere zararını biliyoruz ama kalbe ne gibi zararı olabilir ki? Büyük yanılgı. Sigara dumanı damarları çok fena tahrip ediyor. Damarlarını koruyamayan kişi ölümle her zaman burun buruna yaşar.
Şu,"Şarap kalbe iyi gelir" tavsiyesi için ne diyorsunuz? Sağlık Bakanı "Yalan" dedi bir söyleşimizde... Doğru demiş. En azından gerçek değil. Bir faydası tespit edilmemiş. Daha önce Fransa'nın bir bölgesinde kan sulandırıcı özelliği tespit edilmiş olan üzümler vardı. Onlardan da ilaç yapılıyor şimdi. Yani şarap kanı sulandırır, kalbe iyi gelir diye bir şey yok.
ONAYSIZ HAPLARI ALMAYIN
Ya enerji hapları? Onları seviyor musunuz? Sevmiyorum çünkü bunların hiçbirinin yararı yok. İspatı yok, bilimsel değil. Burada şöyle bir hata var. Bitkisel kökenli enerji hapları, içecekleri, ilaç değildir. Kontrolsüz ve reçetesiz satışları insanda dönülmez hatalara neden olabilir.
Ama her yerde satılıyor bu haplar. Ve dev reklam kampanyaları ile sunuluyor tüketiciye. Bakın. İnsanlar çok eskilerden beri bitkilere çok meraklı oldukları için demişler ki, "Ben bunu kullanacağım." Devletler de demişler ki, "Ben artık bunu kontrol edemiyorum. Tamam vitamin shopta satılır ama hiçbir sorumluluğunu almam. Bu senin problemin. Dava da açamazsın. Hiçbir hakkın yok!" demiş. Daha ne desin? Kaldı ki Sağlık Bakanlığı, "Ben onaylamıyorum" demiş. Sadece Tarım Bakanlığı'ndan onay almışlar. Bu durumda ne yapması lazım tüketicinin. Bunları bilinçli davranış gösterip kullanmaması lazım.
O zaman birilerinin çıkıp söylemesi lazım bunu halka! İşte ben bir bilim adamı olarak söylüyorum açık açık; "Bu bitkisel olup içeriğini bilmediğiniz haplar çok sakıncalı. Kesinlikle kullanmayın. Vücudunuza bilmediğiniz bilimsel ispatı olmayan bu yabancı ve zararlı maddeleri almayın!"