Hep harem gündemeydi ama 'Muhteşem Yüzyıl'da daha büyük bir tartışma yaşanacak; izleyici depresyona girecek!
Evet, 'Pargalı İbrahim' ve 'Şehzade Mustafa'nın yaklaşan ölümlerinden bahsediyorum!
Osmanlı'da padişahların kardeşlerini, çocuklarını ya da şehzadelerin kardeşlerini öldürtmesi; tarih derslerinden bildiğimiz acı gerçekler!
Bu trajedinin dozajı her ne kadar 'imparatorluğun bekası ve devamı için gerekliydi' gibi Makyavelist bir yaklaşımla düşürülmeye çalışılsa da hep akıllarda şu soru kalmıştır: "Nasıl yaparlar bunu?"
'ECDAT' TARTIŞMASI
Şimdi bu soruya 'Muhteşem Yüzyıl'da tekrar yanıt arayacağız ve ararken de çok üzüleceğiz. Çünkü Şehzade Mustafa; eskiden tarih derslerinde çok bahsedilmemiş, meraklısının tartışma programlarından tanıdığı bir karakterdi ama şimdi genç kızların beyaz atlı prensi, anne ve babaların ise "İşte hayırlı evlat" dedikleri bir karakter!
İzleyiciler; kendilerini 'Şehzade Mustafa' ile özdeşleştirdikleri için dizideki ölümle daha büyük acı çekecekler.
"İnsan, kendi evladına bunu nasıl yapar?" diyecekler sürekli.
'Pargalı İbrahim' ise sadece Kanuni'nin çocukluk arkadaşı değil, Türk halkının izlerken gurur duyduğu, "İşte devlet adamlığı bu" dediği bir karakter. 'Pargalı İbrahim'in de haksız yere öldürülmesi milyonları çok üzecek! Depresyona girenler, ecdadımızdan soğuyanlar bile olacak!
Abartıyor muyum? Burası Türkiye; ölen dizi karakterleri için bile gıyabi cenaze namazı kılındı!
Ayrıca dizide daha bu ölümler yaşanmadan tepkiler gelmeye başladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: "Kanuni bir cihan imparatorudur... Sadrazamını katletmiştir bu uğurda. Çocukluk arkadaşını, 28 yaşında sadrazam olan İbrahim Paşa'yı katletmiştir. Daha vahimi; yetişkin oğlunu, Şehzade Mustafa'yı yandaki çadırda boğdurmuştur. O gün ölmesi lazım yürek taşıyan bir insanın..."
Kadir İnanır ise "Evladının başını kesen, benim ecdadım olamaz" diyerek çok önceden yakında başlayacak tartışmanın ana başlığını verdi!
Tabii ki geçmişle bugünün değer yargıları farklı. O dönemlerde birçok ülkede benzer trajediler yaşanıyordu! Ama bu yaklaşımın da faydası olmayacak! Türkiye yakında bu soruyu soracak kendine: "Evladının başını kesen, bizim ecdadımız olabilir mi?"
Belki de yeni bir 'balans ayarı'na ihtiyaç duyulacak!