Madde kullanımı gençleri etkileyen, biyolojik, ruhsal ve sosyal boyutları olan bir sağlık sorunudur. Gerek "tinerci" çocuklar adlandırılmasıyla, gerekse birçok ailenin "Acaba çocuğum kullanıyor mu?" endişesini dile getirmesi nedeniyle, bu konuya çocuk ve gençler açısından bir göz atmakta yarar var. Bağımlılık yapıcı madde, beyin işlevlerini ve tüm bedensel yapıları etkileyerek, zamanla organ sistemlerinde kalıcı değişiklikler oluşturan, yaşam için gerekli olmayan, doğal ya da yapay keyif verici maddelerdir. Yani, birçok gencin, özellikle de esrar maddesi için kullandığı "Ama bunun bir zararı yok" savunması gerçekçi değildir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen madde alımının devam etmesi ve alma isteğinin durdurulamaması ise, artık bağımlı olunduğunun göstergesidir.
Çocuk ve ergende madde kullanma evreleri:
1-Deneysel kullanım:
Maddenin etkisinin fark edilerek, durumunda değişiklik sağlamak için çeşitli maddelerin denenmesi. Genellikle ikinci evrenin gelmesine yol açar.
2-Sosyal kullanım: Sosyal ortamlarda kullanarak, değişiklikleri devam ettirmektir. Benzer kişilerle paylaşılabilir. Ve sadece onlarla paylaşılan bir sosyal aktivite haline gelebilir.
3-Operasyonel kullanım: Artık kötü kullanım gelişmiştir. Genellikle gerilimden kurtulmak ya da eğlenmek için kullanılır. Bir grup zevk için kullanırken, bir grup da mutsuzluğu sıkıntıyı gidermek için kullanır.
4-Bağımlı kullanım: Artık yaşamını devam ettirebilmek için maddeye gereksinimi vardır.
Madde kötüye kullanımının nedenleri:
* Madde kullanımına ilişkin yanlış inanış ve bilgiler
* Büyüdüğünü ispat ve isyan
* Zorluklarla başa çıkamayacağı korkusu
* Merak
* Yaşıt baskısı
* Ruhsal sorunlar
* Madde pazarlayıcılarının tuzakları Gençlik çağı madde kullanımına başlama ve bağımlılık açısından riskli bir dönemdir. Çünkü:
* Duygular yoğundur
* Kendine aşırı güven ve kendine aşırı güvensizlik vardır
* Gruba uyma arzusu yoğundur
* Enerjiyi boşaltıcı olanaklar kısıtlıdır.
* Anne ve babalar iletişim ve sorunlarla başa çıkmada zorluklar yaşar
* Kitle iletişim araçları yanlış özdeşim modelleri ile çarpıklıklara özendirici zemin hazırlamaktadırlar
* Gençlere sahip çıkılacak olanaklar azdır (spor, eğitim, eğlence vb) Tüm bunlara karşın her çocuk ve genç, madde kullanmamaktadır. O zaman bazılarının kullanımına yol açan etmenler vardır. Bunları kişisel etmenler ve sosyal etmenler olarak ele alabiliriz. Kişisel etmenler; cinsiyet, genetik yatkınlık, ev yaşam koşulları, evde ilaç kullanım örüntüleri, kişilik özellikleri, eğitim ve iş başarısızlıklarıdır. Sosyal etmenler ise; fiyatlar ve kolay ulaşma, çevredeki insanların kullanıyor olması, medya etkisi, kullanıma ilişkin yasal düzenlemeler, diğer doyum sağlayıcı şeylere zor ulaşım ve bazen de sağlık eğitim girişimleridir.
RİSKLER ENGELLENMELİ
Bağımlı çocuk ve gençlerin ailesel yapıları çok önemlidir. Aile-çocuk ilişkisinde, ailenin çok kısıtlayıcı ya da aşırı izin verici olması aynı oranda zararlıdır. Anne baba ayrılığı, kadar babanın "yok" olması, yani; evde olmasına karşın varlığını paylaşmaması riski artırır. Alkolik baba oranı çok yüksektir. Anne-baba arasındaki olumsuz duyguların, özellikle anne-oğul ilişkisine aktarımı, anne ya da babanın aşırı ilaç kullanımı, evde madde kullanımı olması, aile-çocuk ilişkisinin zayıflığı, çocuğun yoğun bağımlılıkbağımsızlık çatışması yaşaması saptanan aile yapılarıdır. Çocuğun yaşamında ani değişikler iyi izlenmelidir. Okul başarısında ani düşüşler, arkadaş çevresinde değişiklikler, davranışlarında bozulma, aşırı içine kapanıp ilişkiyi kesme gibi durumlarda bir sorun olduğu düşünülebilir. Madde kullanımının tıbbi tedavisi vardır. Hastanede yatarak ve sonra ayaktan tedavi ile devam edilir. Ama asıl önemli olan, risk altında olanlar başta olmak üzere engellemektir. Bunun için alınacak yasal, toplumsal, okula ilişkin tedbirlerin yanında yardım yolları vardır.
* Beceri kazandırma: HAYIR demeyi öğretme
* Danışmanlık: Sağlıklı bağlanmayı sağlamak, sağlıklı özdeşim modelleri ve paylaşma çok önemlidir.
* Akademik başarıyı artırma: Çok önemlidir. Çocuk ve gencin yaşıtları tarafından reddini azaltır. Daha az yıkıcı davranışlar göstermesine neden olur. Kendini tanır, güveni artar, suçluluk duygusu azalır ve madde kötüye kullanımı azalır.
* Bireyin zihinsel ve sosyal işlevlerini artırmak: Sağlıklı yaşıt üyeliklerine yöneltmek, sağlıklı yan uğraşlar yaratmak
* Yetişkin dünyasına sağlıklı kabul: Onlara kendi kendine disiplin, saygı, sorumluluk ve sosyal güven yaratmak bunları sağlayacaktır.
* Değişik etkinlikler: Çocuk ve gence farklı yönlerini tanıma fırsatı vermek, farklı arkadaşlıklar kurabilme şansları tanımak, aile ve diğer çevrelerin onlar kabul etmesi ve birlikte hoş zaman geçirmek önemlidir.