İngiliz aktris Sienna Miller ile Türk manken Ece Gürsel, Milliyet'in ekinin yanyana sayfalarındaydı. İkisi de hemen hemen aynı yaşlarda, ikisi de aynı dünyalarda ama durdukları yer farklı... Miller, çocuk yaşlardan itibaren organik besin tüketiyor, çöpleri ayrıştırarak atıyor ve otomobil kullanmıyormuş. Popüler şöhretin ötesinde bir hayat arayan genç oyuncu, kendini daha ciddi meselelere adamış ve küresel ısınmaya karşı herkesin mücadele edebileceğini anlatmak için yürütülen bir kampanyanın öncülüğüne soyunmuş. 'Global Cool' adlı kuruluşun elçisi olarak da iklim değişikliklerinin sonuçlarından çokça etkilenen Hindistan'a gitmiş. Gelelim Ece Gürsel'e ve bizim kızlara... Karbon emisyonuna katkıda bulunmamak için otomobil dahi kullanmayan Miller'ın aksine bizimkiler ciplere binmeye bayılır. Kendileri alamasa bile sevgililerinin altlarına çektikleri lüks arabalarla dolaşırlar. Küçücük yaşlarına rağmen makyajlarıyla, giyim tarzlarıyla kocaman kadınlar gibi olurlar. Gerçi Ece iki yıldır saçını boyamayı, makyaj yapmayı bırakmış. Ama diyor ki; "Felsefe ve psikoloji kitapları sayesinde özüme döndüm. Bizi bu piyasada bu kitaplar paklar." Eee, insan merak ediyor tabii... Bu şöhret ne menem bir şey ki, insanı kendinden bu kadar çabuk, bu kadar hızlı koparıyor ve bu gencecik yaşta özüne dönme arayışlarına neden oluyor? Ve de hayatı sadece kitaplar mı öğretiyor?