Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yeni hastalık: Kan körlüğü

Haberlerde izlediniz mi bilmem.
Ben talihsizlik eseri sabah haberleri sırasında seyrettim, lokmalar boğazıma takoz oldu.
Üç gün önce babaları, annelerini bıçaklayarak öldüren biri 8, diğeri 10 yaşındaki iki kız çocuğu, daha gözyaşları dinmeden düzenlenen bir konferansa davet edilmişler.
Organizasyon sırasında kızların annelerine yazdıkları duygusal mektup okunmaya başlanmış. O anda kızları sahneye almışlar. Yani ben hayatımda böyle bir işkence görmedim. Bir kadın yutkunarak mektubu okuyor, kızlar sahnede iki gözleri iki çeşme ağlıyor, millet de onları alkışlıyor...
Yani... Travma üzerine travma... Çocukları rehabilite etmek dururken, sahneye çıkartıp onlara o dehşet anını yeniden yaşatmak hangi sivri zekalının fikriydi bilemem ama bu 'buluşuyla' dünya psikiyatri tarihine geçtiği kesin...
Aslında 'niyet' masum olabilir. Organizasyon; kızlara destek olmak, onları teselli etmek, benzer aile facialarından toplumu korumak adına düzenlenmiştir belki de... Ama vicdanın, duyarlılığın bu kadar da gözü çıkarılmaz ki...
Peki bu 'aymazlık' nereden kaynaklanıyor? Bence aile içi şiddet, eski koca cinayetleri, taciz ve tecavüz; medya aracılığıyla o denli 'güncel ve sıradan' resmediliyor ki, vicdanlar nasır tutup duygular köreliyor. Vahşet bu coğrafyada o kadar 'olağan' hale gelmiş ki, kimsenin aklına 'Yahu bu kızlar o sahnede ne hisseder?' diye düşünmek gelmiyor.
Kar körlüğünü bilirdim de, 'kan körlüğünü' ilk kez görüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA