Natıonal Geographic'de yeni bir belgesel dizisi başladı. Adı, Akıbetimiz... Dünyanın sonunun nasıl geleceğiyle ilgili çeşitli tahminler yürütüyorlar ve bu 'mukadderat' için projeksiyon yapıyorlar.
Bakalım, dünyanın sonu nasıl gelecek? Nükleer savaşla mı, petrol stoklarının sona ermesiyle mi?
Güneşin giderek daha fazla ısınmasıyla mı? Dünyanın manyetik alanının değişikliğe uğramasıyla mı, yoksa bir göktaşı çarpmasıyla mı? Belgeselin yapımcıları her bölüm ayrı bir felaket senaryosunu önümüze seriyor. Tıpkı 'Ölümlerden ölüm beğenin' der gibi...
PETROLÜN SONU
İlk bölüm, dünyada adına petrol dediğimiz fosil yakıt türü rezervinin tamamen tükenmesini konu alıyordu. Petrol bitince dünya, tekerleği patlamış bir araç gibi hareketsiz kaldı. İşin kötüsü, 'yedek lastik' de çok uzaklardaydı... Petrole dayalı ulaşım bir anda sona erince, şimdilerde 'küçük bir köy' haline gelmiş dünyamızın köşeleri, tıpkı eskiden olduğu gibi birbirinden uzaklaştı. Gıda maddelerini taşıyacak gemiler, TIR'lar, uçaklar hareketsiz kalınca, kıtlık başladı. Marketleri artık ellerinde makineli tüfek bulunan özel güvenlik birimleri koruyordu.
İnsanlar
tereddütte kaldı; mısır stoklarını yakıt olarak mı, yoksa yiyecek olarak mı kullanmalılardı? Alternatif yakıt türü olarak kullanılan kızartma yağı karaborsaya düştü. Elektrikli araçların kalbi lityum (uzun ömürlü pil üretiminde kullanılıyor) ve içinde yeni enerji kaynağı potansiyeli barındıran deniz yosunu, dünyada altından daha değerli hale geldi. Aç insanlar, hurdalıklarda eski cep telefonu ve bilgisayar bulmak için birbirlerini ezmeye başladılar. Çünkü bunlarda lityum piller bulunuyordu. Bir zamanlar petrole sırtını dayayıp refah coğrafyası haline gelen Arap ülkeleri sürünürken, lityum rezervleri nedeniyle Bolivya süper güçlerin yeni hedefi haline geldi.
ŞERDEKİ HAYIR
Ama bu kaosun iyi bir tarafı da vardı. Dünyanın havası, tıpkı ilk çağlardaki kadar temiz hale gelmiş, ozon tabakası kendi kendini tamir etmiş, sera etkisi ortadan kalkmış, küresel ısınma tehdidi sona ermiş, insan ve toprak yeniden barışmıştı.