Yardımcı oyuncular önemlidir. Bir dizinin, bir filmin, bir tiyatro oyununun "akıbetini" başroldekilerden daha ziyade, yardımcı oyuncular belirler. Çünkü onlar, suyu dağıtmadan birarada tutan "kaplar" gibidir. Onlar çeper oluşturmasa, su akıp, gidiverir. Aslında onlara "yardımcı" oyuncu denmesini de yadırgıyorum. Hatta bunu İsmail Cem TV Ödülleri gecesinde sahnede de ifade etmiştim. "Yardımcı oyuncu" sanki setin, platonun ya da kulisin en "yardımsever" oyuncusu gibi tuhaf bir anlam ifade ediyor. "İkincil rol" ya da "yan rol" daha doğru bir ifadeymiş gibime geliyor. Düşünün bir kere, Ramiz Dayı, Tefo, Ali ve Cengiz olmadan Ezel ile Eyşan bize aynı tadı verebilir miydi? Ferhunde olmadan "Yaprak Dökümü", Nihal'siz bir "Aşk-ı Memnu" ne kadar yavan kalırdı? "Yardımcı oyunculuk" konusundaki en güzel yorum, iki hafta önce "Medya Kralı"nda yılların deneyimli oyuncusu Erdal Tosun'dan geldi. Dedi ki, "Ben yıllardır et yemeğindeki soğan olmaya çalışıyorum..." Ne kadar doğru bir söz... İçinde kavrulmuş soğanı bulunmayan bir yahni düşünebiliyor musunuz?