Gün geçmiyor ki, dizi tiryakilerinden eleştiri ya da müdahale arzusu içeren elektronik postalar gelmesin. "Behlül, Nihal'i daha fazla üzmesin..." "Yeter artık, Ezel, Bahar'ı kullanmasın..." "Fikret, Tahsin'i affetmemeli..." "Melda ile Eda elbirliğiyle Harun'u öldürsün..." Millet işi gücü bıraktı, senaryo yazarlığına soyundu. Senaristler ne yaparsa yapsın bizim vatandaşı memnun edemiyor. Böyle olunca da elektronik posta kutum ve içim şiştikçe şişiyor. Beni bu "şişkinlikten" kurtaracak önerime gelince: Diziler "interaktif" olsun. Yani izleyicinin "tercihine göre" yol alsın. Peki bu nasıl olacak? Şöyle: Diziler önceden çekilmeyecek, aynen tiyatro oyunu gibi canlı oynanacak. Bölüm devam ederken ekranın altından 4 alternatif senaryo geçecek. İzleyici hangisini beğenirse, onun kodunu SMS ile gönderecek. Her reklam arasından sonra ekip, en çok oy alan senaryoyu oynamaya devam edecek... İşte size "reyting garantili" dizi metodu... Böylece yapımcılar "dış çekim" zahmetinden, montaj, dublaj külfetinden kurtulacak. Ayrıca SMS gelirini kanal ile bölüşüp, ticari açıdan belli bir garantiye de sahip olacaklar. Hepsinden önemlisi, bu sütunların yorgun yazarı, "Marko Paşa"lıktan kurtulacak!..