Türk Sanat Müziği'nin en özgün eserlerinden biri, yerli dizi senaristlerine de ilham vermiş olmalı. "Rüyalarım Olmasa..." Geçen hafta hem "Yaprak Dökümü" nde hem de "Aşkı Memnu"da izleyenleri merak ve heyecan içinde bırakan iki sahne vardı. "Yaprak Dökümü"nde Ferhunde, köşke geri döndüğünde her kapıdan bir düşmanı çıkıyor en sonunda da Ali Rıza Bey parmaklarını boynuna dolayıp, onu boğmaya çalışıyordu. Ferhunde kan ter içinde uyanınca, bunun bir kâbus olduğu anlaşıldı. Ama bu görüntüler geçen hafta internette en fazla tık'lanan dizi sahnesi oldu. "Aşk-ı Memnu" izleyicileri ise bir başka sahne ile irkildi. Bihter, gece vakti gizlice yalıdan içeriye süzülüyor, ayaklarının ucunda Nihal'in odasına giriyor, onu uyandırıyor ve "Söylenenlerin hepsi gerçek, Behlül ile ilişki yaşıyoruz. Birbirimizi çok seviyoruz" diyordu. İzleyicilerin soluğunun kesildiği anda, bu kez kâbus görüp, yataktan fırlayan Behlül oluyordu... Rüya sahneleri, senaristler ve yönetmenler için "kurtarıcı"dır. Seyirciyi bir anda "ters köşeye" yatırmaya yarar. Bir başka faydası daha vardı. Bütün hafta dönen fragmanlara o rüya sahnesini koyar, 7 gün boyunca izleyiciyi meraktan kıvrandırıp, diziye odaklarsınız. Ama her işin olduğu gibi bunun da suyunu çıkartıp, "geleneğe" döndürürseniz, bu kez seyircinin hem güvenini hem de ilgisini yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalırsınız. Senaristlere naçizane tavsiyem, fazla rüyaya yatmamaları...