Sonunda "Eyvah Eyvah" filmini izleyebildim. Oyuncusundan, yapımcısına, yönetmeninden, ışıkçısına kadar herkese helâl olsun. Bu kadar "mütevazı" bir öyküden ancak bu kadar sevimli, sıcak, yumuşacık bir film çıkartılabilirdi. Ata Demirer ve Demet Akbağ'ın oyunculuğu kusursuz. Hele Demet Akbağ... Seda Sayan-Demet Akalın kokteylini öyle güzel servis ediyor ki, filmin bitmesini hiç istemiyorsunuz. Şu kadarını söyleyeyim, anlayın: Bu sezon ikinci kez görmek istediğim tek film "Eyvah Eyvah" oldu... Beni en çok çeken cazibe merkezini filmden çıktığımda anladım. İçimde bir an önce Küçükkuyu'ya kaçmak için dayanılmaz bir arzu hissettim. Zira Ata, Demet'i Geyikli'ye götürürken, şöyle diyordu: "Seni her zaman yaz olan bir yere götüreceğim..." Bu cümle bende "Haşmet Babaoğlu sendromu" yarattı. Eyvah ki ne eyvah! "Bineyim arabaya, vurayım kendimi Kuzey Ege sahillerine" dedim. İşten, güçten yapamadım. Haşmet'i fena kıskandım...