Hanımın Çiftliği dizisinde Güllü'nün bir kaç gün boyunca bir evde zorla alıkonulduğu bölümlerde kafamı kurcalayan, kızın onca zaman boyunca tuvalet ihtiyacını nasıl karşıladığı oldu. Zira onu eve hapseden kişi, akşamdan akşama geliyor, yemek yerken bile kızın ellerini ayaklarını bağlı tutuyordu. (Bir kez çözdü, onda da kaçmaya yeltendi zaten) Dikkatlice baktım, kızın bağlı olduğu sandalyenin civarında herhangi bir ıslaklık filan da göremedim! Ya Güllü, "tutma" konusunda Guinnes'e aday oldu ya da onu kaçıran kişi daha önceden sandalyenin bulunduğu yere bir "tesisat" döşetmişti!.. Bu arada 50'li yıllarda Adana yollarındaki araç sayısının azlığı dikkate alındığında, ağanın muhteşem araçlarının yollarda bir türlü "görülememesi" ve hatta ağanın da aynı yolu kullanmasına rağmen kendi aracına rastlamaması ilginçti. Hele ıssız yolda koca farlar açık halde "çaktırmadan" (!) yapılan takip, kelimenin gerçek anlamıyla "inanılmaz"dı!..