Bizim gazetenin spor servisi, benim odanın tam karşısında. Eski bir spor muhabiri ve yazarı olarak geçmiş günlerin heyecanını yeniden yaşamak için bazı maç geceleri gazetede kalıyorum. Perşembe akşamı da öyle oldu. Yine o özlediğim havayı teneffüs ettim. Fotoğraflar yetişti mi, soyunma odası demeçleri alındı mı, yazarların kritikleri geldi mi? Curcuna arasında spor sayfalarına uygun başlıklar da aranıyordu tabii. Galatasaray deplasmanda farklı galip, Fenerbahçe kendi evinde mağluptu. Malum, Avrupa Ligi'nin bir diğer adı da "Düşler Sahnesi" ydi. Bizim spor servisinin editörleri Fenerbahçe maçı için bu isme atıfta bulunacak bir başlık arayışındaydı. (Sonunda "Kâbus sahnesi" başlığında karar kıldılar...) Zamana karşı yarışılan o kritik dakikalarda herkes manşet önerisini yüksek sesle dile getiriyordu. O sırada koyu Galatasaraylı bir spor servisi çalışanının gülerek sunduğu öneri kulağıma çalındı: "Buldum başlığı... Çifte zafer..." Maç geceleri Sabah Spor Servisi, Cem Yılmaz gösterilerini aratmıyor. Daha da evde maç seyretmem!..