Perşembe gecesi ailece iftar sofrasındayız... Bir yandan da televizyonda haberleri izliyoruz. Lokmalar, boğazımızda düğümleniyor... Kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Çünkü iki metre ötemizdeki ekranda analar ağlıyor. Kimi sele evladını kaptırmış, kimi kınalı kuzusunun eve dönüşünü beklerken, al bayrağa sarılı tabutuna kapanmak zorunda kalmış... Annemin ricasıyla televizyonu kapatmak zorunda kalıyoruz. Ama yine de yiyemeyip, sofradan yarı aç, yarı tok kalkıyoruz. Sadece bir saat sonra, elimde uzaktan kumanda, ekranları dolaşırken "İbo Şov"da Davut Güloğlu'nun hareketli şarkısına denk geliyorum. Stüdyo ahalisi moda deyimle "kopmuş..." Kadınlar, kızlar kendilerinden geçmiş, göbek atmaktalar. Öyle bir neşe, öyle bir keyif ki anlatılır gibi değil... Sele 40 kurban, dağlarda 10 şehit... Hiçbirinin umurunda değil. Vur patlasın, çal oynasın... Nasıl olsa ateş düştüğü yeri yakıyor. İkitelli'de millet can pazarındayken, mağazaları yağmalayanlara niye şaşırıyorsunuz ki? Yüreklerde insanlık yağmalanmış. Ondan ne haber?..