İNSAN televizyonda neredeyse dakika başı reklam izleyince doğal olarak, kritiklerin önemli bir bölümü de reklam kuşaklarında rastladıklarımızla ilgili oluyor. Bugün gözüme takılan iki reklam tuhaflığından söz edeceğim: İlki, Kosla tül parlatıcıyla ilgili. İki kadın yolda karşılaşıyor. Birinin üzerinde kısa kollu Kosla tişörtü var. Diğeri ise günlük güneşlik havada sokağa şemsiye ile çıkmış. Çünkü tülleri öyle kararmış ki, havayı yağmurlu sanmış!... Breh, breh, breh!... Yahu evini pislik götüren, dışarıda hava nasıl diye tülü sıyırıp, perdeden dışarıya bakmayı bile akıl edemeyen kadına tül parlatıcının "fabrikasını" versen ne yazar? Bir de yeni Turkcell reklamı var ki, pek bir acayip. Delikanlı, evden sabit numara tarifesiyle konuşmaya muhtaç olacak kadar derin bir ekonomik güçlük içinde. Sellocan gelmese, annesiyle bile konuşamayacak, o kadar yani... Ama delikanlının evini dışarıdan gördüğümüzde bir de bakıyoruz ki üç katlı tripleks villada oturmakta... Sanırım reklamı yazanlar, yerli dizilerden etkilenmişler. Bizim dizilerde herkes havuzlu tripleks villada oturuyor ya, ondandır!..