Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yeni teşvik paketinin, büyük ihtimalle perşembe günü açıklanacağını bildirdi.
''4. çeyrek itibariyle dünyada 3. sıradayız''
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 4. çeyrek büyüme rakamının beklentiler istikametinde olduğunu belirterek, ''Son çeyrekte yüzde 5,2'lik bir büyüme rakamı gerçekleşti ve yılın tamamında yüzde 8,5'luk bir büyüme oldu. Bu büyüme rakamıyla 4. çeyrek itibariyle dünyada 3. sıradayız'' dedi.
Ergün, NTV'ye yaptığı açıklamada, orta vadeli programda büyümeye ilişkin ihtiyatlı rakamlar ortaya koyduklarını ve bu rakamlar revize edilmesine karşın kamuoyu beklentilerinin paralelinde bir rakama ulaştıklarını belirterek, şunları söyledi:
''Son çeyrekte yüzde 5,2'lik bir büyüme rakamı gerçekleşti ve yılın tamamında yüzde 8,5'luk bir büyüme oldu. Bu büyüme rakamıyla 4. çeyrek itibariyle dünyada 3. sıradayız Ve muhtemelen de yılın tamamı itibariyle de Çin'den sonra ikinci sırada olabiliriz. 3. 4. çeyrekte Hindistan ikinci Türkiye 3. Rusya 4. şeklinde bir sıralama var. Ama yılın tamamını Hindistan henüz açıklamadı. Neticelere göre Türkiye Çin'den sonra yılın tamamını en çok büyüyen ikinci ülke olarak tamamlamış olacak.''
Dünya ekonomisiyle bu kadar entegre bir ekonomi olarak Türkiye'nin bu büyümeyi, bu milli gelir düzeyini yakalayabiliyorsa, Türkiye'nin bu süreçte çok iyi şeyler yapmasına bağlı olduğunu anlatan Ergün, Türkiye'nin geçen 8-9 sene içinde çok iyi adımlar attığını, temelini sağlamlaştırdığını ve ekonomisinin de yüzde 8,5 büyüme gerçekleştirebildiğini, 10 bin 500 dolarlık fert başına milli gelir düzeyine ulaşabildiğini vurguladı.
Ergün, ''Bu istikrarı bozmazsak, bu büyüme ortamını bozmazsak, bu makroekonomik dengeleri, mali disiplini, bütçe disiplinini korumaya devam edersek, Türkiye 2023 hedeflerine de ulaşabilir. 2023'de hedefimiz 2 trilyon dolarlık bir milli gelire ulaşmak. Fert başına yaklaşık 25 bin dolara varan bir milli gelirin olması'' dedi.
Bu yılın ilk çeyreğinde döviz ve petrol fiyatlarındaki artışların etkisi ve içerde kredi mekanizmalarını dengelemek adına yaptıkları faaliyetler dikkate alındığında, büyümede bir yavaşlamanın söz konusu olacağına işaret eden Ergün, ''2011 yılının ilk çeyreği ile mukayese ettiğimizde çok ciddi bir yavaşlamanın 2012 yılının ilk çeyreğinde olacağını söyleyebiliriz. Zaten 2012 yılının tamamı için yüzde 4'lük bir hedef öngörüyoruz. Yüzde 8,5'luk büyüme dikkate alındığında yüzde 4 onun yarısından daha az bir hedef. Bu ihtiyatlı bir hedeftir dünyadaki ve Ortadoğu'daki gelişmeleri le döviz ve petrol fiyatlarındaki artışları, bunun enflasyon üzerindeki etkilerini dikkate alarak ortaya konulmuş bir hedeftir. Bu hedefi yakalayabileceğimizi 2012 için söyleyebiliriz'' diye konuştu.
Teşvik sistemi perşembe günü açıklanacak
Ergün, ''Büyük ihtimalle haftaya, perşembe günü Başbakanımızın programının müsait olduğunu görüyoruz, büyük ihtimalle perşembe günü teşvik sisteminin açıklanması mümkün olabilecek'' dedi.
Sanayici ve yatırımcının beklenti içinde olduğunu, yeni dönemde teşvik sisteminde bazı yeni mekanizmaların da devreye gireceğini dile getiren Ergün, ellerinde 3 yıllık bir uygulama olduğunu, bu teşvik mekanizmasının aksayan ve revize edilmesi gereken yönleriyle, çok olumlu sonuçlar elde ettikleri yönlerin de bulunduğunu ve bunları dikkate alarak yeni bir kurgu gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Ergün, bütün bu kurguyu perşembe günü açıklayacaklarını kaydetti.
Ar-Ge yatırımları miktar sınırı olmadan desteklenecek
Yeni teşvik sisteminde 1. bölgede yatırımı olan bir yatırımcının 6. bölgede teşvik edilmiş bir şehirde yapacağı yatırımlarda teşvikten yararlanacağını ifade eden Ergün, bunun Türkiye'deki mevcut yatırımcıyı diğer bölgelerde yatırım yapmaya teşvik edecek bir unsur olacağını söyledi.
Ergün, ''Teşvik uygulamasında 6 bölge olacak. Geçen sistemde 4 bölge vardı. Bu sefer bölgeler kalkınma ajansı bölgeleri esas alınarak sıralanmadı. 2011 verilerine göre sosyoekonomik gelişmişlik endeksi sıralaması dikkate alınarak bölgeler oluşturuldu. Bu sıralamalar güncel. Buna göre iller sıralandı. Belli noktalarda ayrımlar oluşturularak o ayrımlara göre bölgeler meydana getirildi'' dedi.
Belli yatırımlarda kredi faiz desteği olduğunu, Ar-Ge'si Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşları TÜBİTAK tarafından desteklenen yatırımların hangi bölgede ve miktarda olursa olsun destekleneceğini anlatan Ergün, yatırım miktarı 1 milyonun, 3 milyonun üzerinde de olsa bu yatırımların en yüksek düzeyde teşvik edilmiş olacağını kaydetti.
Ergün, Türkiye'nin teknolojik dönüşümü sağlayacak, cari açığın azaltılmasını temin edecek yatırımlarda kredi faiz uygulaması desteği uygulamasının da devreye gireceğini bildirdi.
Yerli otomobil üretimi
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, teşvik düzenlemesi açıklandıktan sonra yerli otomobil üretimine yönelik sürecin de hızlanacağını ifade ederek, bu süreçte sektörle ilgili kişi ve firmaların çok önemli bir hazırlık süreci geçirdiklerini, 4-5 ciddi hazırlık olduğunu gördüğünü, teşvik sistemi açıklandıktan sonra bazılarının harekete geçeceğini ve yatırımlara yöneleceğini kaydetti.
İstanbul içinde kalan sanayi tesislerinin taşınması konusunda da Ergün, İstanbul'da bazı gelişmeler olduğunu 1/100.000'lik planda sanayi alanlarının daraltıldığını, yeni sanayi alanlarının açılmasına da imkan verilmeyeceğini söyledi.
Sanayicinin İstanbul'dan taşınması
Sanayiciyle Büyükşehir Belediyesi ve ilgili bakanlıkların yaptığı toplantıda sadece İstanbul özelinde değil, bunun Marmara Bölgesi genelinde hatta bölge sınırlarını da aşan sanayi havzaları şeklinde bir düşünceyle ele almaları gerektiği kanaatine vardıklarını anlatan Ergün, şunları kaydetti:
''Sadece İstanbul'da sanayi alanlarını daraltalım, sonra 'ne haliniz varsa görün' diyelim, bu yaklaşım doğru olmaz. Dolayısıyla bizim Trakya'yı İstanbul'dan bağımsız olarak planlamamız mümkün değil. Edirne istikametine doğru alanlarda nasıl bir sanayi yapısı oluşturabileceğimizi planlayalım. İstanbul Organize Sanayi Bölgeleri çalışmamız devam ediyor. Ulaşım aksları gelişiyor Türkiye'de. Limanlarla sanayi bölgeleri arasındaki bağlantılar güçleniyor. İstanbul ile Kocaeli, Sakarya Düzce Bolu Karabük Zonguldak'ı nasıl entegre edeceğimizi hesap edelim. Öbür taraftan Bilecik, Eskişehir istikametine ciddi bir hat oluştu. Bu hattaki sanayi alanlarını İstanbul'daki sanayi ile entegre etmemiz icap eder. Sanayinin de kentsel dönüşüme tabi tutulması icap ediyor. Hem çarpık sanayileşmeden kurtulmak gerekiyor. Sanayi ile kentler arasındaki ilişkileri de daha sağlıklı ilişkiler haline getirmek gerekiyor. Bursa, Balıkesir İzmir istikametinde de İzmir Otobanı ve hızlı tren çalışmalarıyla beraber yeni hatlar ve limanlar oluşturuluyor. Bütün bunlar bizi daha geniş bir sanayi havzası yapılandırmasına götürüyor. Bunun çalışmasını başlattık.''
Ergün, bundan sonraki düşüncelerinin sanayiciyi arsa ve altyapı konusunda maliyet üstlenen bir kişi olmaktan çıkarmak, özellikle sanayi arazileri ve altyapılarını hazırlayarak onlara çok uygun şekilde, uzun vadeli kiralayan bir yöntemle tahsis etmek olduğunu söyledi.
Sanayicinin makine ve teçhizatına yapması gereken yatırımın çok önemli bir kısmını arazi kamulaştırması, satın alınması, altyapısı, elektriği, suyu, gazına harcadığını, sanayicinin bu konuda fazla meşgul olmadan bunlara ulaşması gerektiğini ve bunun da onlar için büyük avantaj olacağını dile getiren Ergün, sanayicilerin mevcut yerlerinin de kentsel dönüşümle birlikte kendilerine yeni yatırımlar için finansman temin edebilecekleri kaynak olacağını anlattı.
Elektrik ve doğalgaz zammı
Elektrik ve doğalgaza gelen zammın sanayicilere etkisi konusunda da Ergün, kuşkusuz zamların olumsuz etkisinin olacağını ifade ederek, şunları söyledi:
'Bu süreçler, özellikle döviz dalgalanmalarının, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların yaşandığı süreçler, enerji maliyetlerinde de etkili olan süreçlerdir. Bu süreçler firmaların biraz daha fiyat, sözleşme, pazar ve üretim esnekliklerini biraz daha artırılabilmesi icap eder. Çünkü epey zamandır döviz fiyatlarında faklılaşmalar oldu. Sadece bununla da kalmadı. Biz petrol ithalatçısı ülke olduğumuz için petrol ithalatının maliyeti yükseldi. Bir de petrol fiyatları ayrıca yükseldi. Dövizle birlikte petrol fiyatlarının da yükselmesi fiyatlar üzerinde çifte etki meydana getirdi. Dolayısıyla bizim petrolde dışa bağımlı ülke olmamız, enerjimizin yüzde 45'ini doğalgazdan elde eden ülke olmamız ve doğalgaz maliyetlerinin büyük şekilde bize yansımış olması, yüzde 8,5 civarında elektrik fiyatlarına zam yapılması zaruretini ortaya çıkardı. Bu arzu edilen bir şey değil. Arzu etmeseniz de bazen şartlar, dünyadaki gelişmeler sizi o istikamete götürüyor. Bu bize enflasyonla mücadele konusunda bazı yeni kararlar almaya da yöneltebilir. Merkez Bankası bu konuda yeni kararlar alacaktır. Kuşkusuz ekonomik aktivitelerimizi de bu etkileyecektir. Ekonomik aktivitelerimizde biz neyi gözden geçirdik? Yüzde 8,5 büyüme gerçekleştirmişken, 2012'de yüzde 4'lük bir hedefle revize ettik de daha küçük bir hedef koyduk. Çünkü dünyada bu gelişmelerin olabileceğini ve bizim ekonomimizi etkileyeceğimizi bildiğimiz için hedefimizi küçülttük ama durmadık. Türkiye ekonomisi için en büyük problem durgunluk olur. Enflasyon elbette önemli ama enflasyondan daha ziyade Türkiye ekonomisi için en büyük tehdit durgunluk tehdididir. Türkiye ekonomisinin durmaması lazım.''
Ergün, kamuoyundan ve firmalardan gelen talepler doğrultusunda yeni TTK'da temmuza kadar revizyon imkanı olursa bunların yapılacağını, bazı konularda da uygulamaya bakılacağını ve uygulamada da ikincil mevzuatın belirleyici olacağını söyledi.