Egeli Sabah'a röportaj veren İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın açıklamaları ses getirdi. Toprak, belediyelerin 'çelişkili' tavrını örneklerle ortaya koydu. İşte Vali Toprak'ın sözleri...
BELEDİYELERE DAĞITILACAK
İzmir' i kendi sorunlarını çözmeye çağırmamız lazım. Sivil toplum örgütlerinin, kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, atanmışları, seçilmişleri, siyasileri herkesi bu noktada çerçevelendirmek lazım. Bu kadar yanlışlık olabilir mi? Bu kadar saptırma olabilir mi? Özel İdare kanalıyla köylerin çöplerinin toplanması için alınan kamyonlar var. Bunların her birini ilçe belediyelerine veriyoruz. Şehre kokudan girilmeyecek diye kamyonları almıyorlar. Aynı şekilde köy kanalizasyonlarını kuyulardan çekmek için alınan Özel İdare'ye ait vidanjörleri İZSU'ya vermek üzere çağırıyoruz. Şehir kokacak diye yaygara yapılıyor. Özel İdare'nin ne kadar iş makinesi varsa hepsi belediyelere dağıtılacaktır.
KİM İNANACAK?
Özel İdare'nin malları şuraya gitti buraya gitti, mallar gidiyor yaygarası karşısında, İzmir'in malları başka yerlere peşkeş çekiliyor gibi söylemlere insanların inanması için siz, bu şehrin tüm sorunlarını aynı duyarlılık içerisinde gündeme getirmelisiniz. Kentsel dönüşümün nasıl çözülmesi lazım? Çöp sorunu ne olacak? Stadın yeri ne olmalıdır? Park ve yeşil alanları ne kadar artırabiliriz? Çevresel çözümler için nasıl bir hamle yapılması lazım? Acaba turizmi nasıl geliştirebiliriz? Kruvaziyer turizminin artırılması için ne yapabiliriz? Hava kirliliğini nasıl önleyebiliriz? Bunları hiçbir şekilde gündeme getirmiyorlar. Ama Özel İdare'nin mallarıi çin 'Mallar atıldı satıldı bu şehre ihanet ediliyor' lafını ciddi manada seslendiriyorlar. Kim inanacak? Şehrin sorunları karşısında bir araya gelip ortak çalışma yapmayanların bu konuda söylediklerine kim itibar edebilir?.
KAYAK MERKEZİNİ İSTEYEBİLİR
Kayak merkezini İl Özel İdaresi yaptı. Tahsis yapılan kurum ortadan kalktığı için otomatikman Orman Genel Müdürlüğü'nden yer alındığı için oraya iade ediliyor. Büyükşehir Belediyesi veya başka bir belediye gidip der ki 'kayak merkezini bu şekilde bana ver. Ben burayı çalıştıracağım.' Hay hay. Orman Genel Müdürlüğü diyecek ki 'Ben burayı sana veriyorum. Çalıştır.' Bu böyle. Sistemin özü bu. Çok tartışılan Sümerbank'ın yeri mesela. Sümerbank kapandı. Özelleştirme idaresine geçti. Özelleştirme idaresi 'Öncelikli eğitim hizmetlerinde kullanılması kaydıyla Özel İdare'ye bunu veriyorum' demiş. Özel İdare kapandı, ilgilisi Milli Eğitim. İfade edilen yer 140-150 dönüm civarında bir yer. 90 dönümünde fiilen okul var zaten. 50-60 dönümlük yer kalıyor. Müze yapılacaktı. Şöyle oldu. Böyle oldu. Ben orayı eğitim hizmetlerinde kullanılması şartı varken ben nasıl vereyim? İlinti kuruyorum. İzyarış'ın kullandığı yer spor ve rekreasyon alanı. O zaman burayı Gençlik ve Spor Bakanlığı'na veriyoruz. Balçova Termal Tesisleri'ne Norveç'ten insanlar geliyor. Yılın 12 ayın yarısında, yatak sayısının yarısını Norveçliler kullanıyor. Şu anda bunların 'atılıyor, satılıyor, kapanıyor' denmesine rağmen dezenformasyon ve yanlış bilgilendirme ile olumsuz olacak bir noktaya gitmesini engelleyerek Norveçliler ile 4 yıl daha bir sözleşme yaptık. Şu anda Katip Çelebi Üniversitesi ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi protokol yaptı. Oraya fizik tedavi ünitesi için günü birlik hasta götürülecek. Bunlar nasıl kapanacak? Böyle bir şey olabilir mi? Yani tüm bu yanlış bilgilendirmeler karşısında benim görevim vali olarak her söyleyene cevap vermek değil. Bunları insafa davet ediyorum. Yani burada İl Özel İdaresi'nin kapanması ile tüm değerler yine bu ilin değeridir. Bu ilin değeri için kullanılmıştır. Hiç kimsenin başka bir yere götürme noktasında olması mümkün değil. İl Özel İdare binası yapılıyor. Şimdi orası da okul olacak vs. gibi söyleniyor ve sık gündeme getiriliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir eğitim kurumu önemlidir. Hukukidir. Bizim için uymamız gereken, korumamız gereken noktalardır. Şimdi Özel İdare binası diye ifade edilen yer TEKEL deposundan dönüştürülen yer yatırım izleme koordinasyon başkanlığı hizmet alanı için tahsisi İçişleri Bakanlığı'na mülkiyeti hazineye gerçekleştirilmiştir.
RUHSAT ALAMIYORUZ
Paramız olmasına rağmen ilgili yerlerden ruhsat dahi alamadığımız noktalar var. 1696 derslik var. İş yapmak istiyoruz. O okul yapılıncaya kadar geçici olarak kullanma talebi gelirse 1 yıl, 18 ay, 24 ay süre kullanıldığında benim görevim her bir yere de yardımcı olmaktır. Okulu, devletin resmi eğitim birimlerini suçlamak, ötekileştirmek de ne oluyor? Bir insanı şucu ya da bucu, şu mezhepten ya da bu mezhepten gibi ayırmak kadar yanlıştır.
KULLANICISI İZSU
Mesela Alaçatı Barajı vardı. Alaçatı Barajı kamulaştırılarak elde edildiği için orası Devlet Su İşleri ile ilişkilendirildi. Alaçatı Barajı'nın kullanıcısı İZSU olacak. Onu da 'hazineye vermişler' diyor. Ama sistem olarak öyle. Devletin malını başka bir yere kaydetmek diye bir şey yok. Önemli olan o altyapıyı ona vermek değil mi? Evet veriliyor. Bunları hiç kimse söylemiyor.
YÜZDE 15'İ KULLANILIYOR
İzmir, Allah'ın bahşettiği dünya üzerindeki en nadide yerlerden biri. Havasıyla coğrafyasıyla suyuyla 12 ay üretim yapılan 3-4 tane ürün alan, bunları tarıma dayalı sanayiye dönüştüren, istihdam oluşturan, ihracat yapan, üreten, sanayisini geliştiren, sıfır hatayla ileri teknoloji savunma sanayine uçak malzemesi yapacak bir il. En sıhhi organik ürünleri üreten il. Bahçeleri gönülleri süsleyecek çiçekleri bahçe peyzajını sağlayacak o güzellikleri sağlayan ve üreten bir il. Bu ilin kapasitesinin yüzde 15-20'si kullanılıyor.