Kucağıma
atladığı günden bu yana onu düşünüyorum. Küçük Hasan'ı. Yanağından öptüm, o beni daha çok öptü. Sarıldım ona. O bana daha çok sarıldı. Terk edilen ve anne yolu gözleyen 14 bin çocuktan sadece biri Hasan. Üç haftadır onlarla birlikteyim. İstanbul Şeyh Zayed Çocuk Yuvası'nda 0-13 yaş arasında 400 kadar çocuk var. Buradaki çocukların bir kısmının annesi istismar edilmiş kadınlar. Bir çocuğun koruyucu aileye sahip olma şansı ne yazık ki çok az. Toplumun önyargılı bakışı bu şanssızlığı büyütüyor. Çocukların özlemini çektiği aileleri bulmak için, Emine Erdoğan ve 81 ilin vali eşleri öncülüğünde Gönül Elçileri projesi başlatıldı. Amaç her çocuğa bir koruyucu aile bulmak. Türkiye bu konuda Avrupa'nın yanında sınıfta kalmış durumda. Balıkesir ve İzmir koruyucu aile sayısının en fazla olduğu şehirlerin başında geliyor. İstanbul ise alt sıralarda...
SÖZ VERİYORUM GERİ GELECEĞİM
Eylül Öztürk (İki çocuğu, bir torunu var. 13 yıldır Y.'nin koruyucu annesi)
- Kızınızla ne zaman ve nasıl tanıştınız?
- Ben kızımla tamamen tesadüfen karşılaştım. Eyüp Sultan da cami önünde bulunan boyacı çocuklara hediye götürmüştük, hava çok soğuktu çocuk bulamamıştık. Kimse yoktu. Beklemeye başladık. Dedik ki: 'Camiden çıkan erkeklere veririz hediyeleri, çocuklarına götürürler.' O sırada baktık ki yolun karşısında bir bey yanında iki çocukla, bize doğru geliyor. 'Beyefendi biz çocuklara hediye getirmiştik, kimseyi göremedik, size verebilir miyiz?' diye sorduk. Adam oyuncaklardan biraz fazla almak isteyince çok sevindik, çünkü hediyelerimizi verebilecek birilerini bulmuştuk. 'Bunlar Çocuk Esirgeme'nin çocukları. Kreşten getiriyorum,' dedi. Yıllardır çocuk istiyordum, bir çocuğu almayı hayal ediyordum. O sırada adamın yanındaki küçük kız elimi tuttu. 'Anne beni al,' dedi. Bir kedi yavrusu gibiydi, birbirimize sarıldık. Ağlamaya başladım. Elinden tutup yuvaya gittik birlikte. Yuvanın tek annesiz babasız bebeğiydi. Polisler tarafından bulunmuş bir çocuk. Dosyasında hiç bilgi yok. Kızım o esnada benden ayrılmak istemiyor ama akşam eve dönmek zorundayım. 'Söz veriyorum bir hafta sonra geleceğim,' diyerek onu ikna ettim. 'Anne telefonunu yaz, belki gelmezsin,' dedi. 'Geleceğim, söz veriyorum,' dedim. Bir hafta geçti, Karadeniz'e eşimin memleketine gittik, Kurban Bayramı dönüşü hemen kızımın yanına gittim. Akşam dönünce eşime ve çocuklara kızımdan bahsettim hiç şaşırmadılar, sanki yıllardır bunu bekliyorlar gibiydi... Bir hafta sonra pazar günüydü. Bizim aile fanatik Beşiktaşlıdır. Yalnızca ben Galatasaraylıyım. Bizimkiler maça gitmeye hazırlanıyordu. Kahvaltıyı ettik. 'Anne sen gelmiyor musun?' diye sordular. 'Ben de kızımı görmeye gidiyorum,' deyince, 'O zaman biz de geliyoruz,' dediler. Hep birlikte gittik. Kızımız oturmuş beni bekliyordu. Ablaya, babaya, ağabeye sarılışını görseniz, sanki onlar başından beri ailesiymiş gibi.
ALLAH'IM BENİM DE BİR AİLEM OLSUN
"İyiki yuvaya bırakılmışım diyorum. Çünkü gerçek ailemi bilseydim, bu ailem gibi bana ilgilerini göstermeyebilirlerdi. Üç-dört yaşındaydım. Çok dua ederdim. Karanlıktan çok korkardım. Gök gürler, yağmur yağar, köpekler havlar... Geceleri onlar yüzünden uyanır dua ederdim. 'Allah'ım benim de bir ailem olsun, ablam, abim, babam olsun,' diye her gün dua ettim. Çocukların sevgiye çok ihtiyaçları var. Benim de çok ihtiyacım vardı. 'Büyütemeyeceğim,' diye bir şey yok. Hissetmen yeter. Ben öğrendim ki, aslında 'Seni doğuran değil, büyüten asıl anne.' Belki öz anne sevgisini hiç görmedim ama Eylül annem olduktan sonra o kadar güzel şeyler yaşadım ki. Çok mutluyum."
OĞLUMUZ MUTFAĞA YEMEKHANE DİYORDU
Neşe Gökal p (16 yaşındaki oğlunun yedi yıldır koruyucu annesi)
- Neden koruyucu aile olmak istediniz?
- 26 yıllık evliyim. Çocuğumuz olmadı. 90'lı yılların sonunda ilk defa Çocuk Esirgeme Kurumu Üsküdar Yuvası'na gönüllü olarak gittim. 2006 yılında koruyucu aile olduk.
- Beraber mi yaşıyorsunuz?
- Evet. İlk zamanlarda elbette sorunlar oldu. Oğlumuz mutfağa yemekhane, odasına yatakhane diyordu. Üçüncü sınıfta olmasına rağmen henüz okuyamadığını fark ettik. İlk defa öğrenme güçlüğü kavramı ile tanıştık. İki ay içinde okumayı söktü. Öğrenme güçlüğü öyle zor bir şey ki yaşamayan anlayamaz.Yuvalarda uyaran eksikliği nedeniyle daha sık görülüyor. Çocuk, aile ortamında büyürken, başarısını, daha küçük yaşlarda anne babasına göstererek onay almayı bekliyor. 'Aferin oğlum, aferin kızım,' dendiği zaman mutlu olup öğrenmeyi pekiştiriyor. Öğrenmede en kritik dönem olan 0-6 yaş grubu. Bu dönemde yuvada kalanlarda, maalesef büyük oranda uyaran eksikliği oluşuyor. Sonrasında ise dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü görülüyor.
- Oğlunuzun öğrenme güçlüğü tamamen bitti mi?
- Çok büyük bir ilerleme kaydettik. Şu an teknik lise bilişim bölümünde okuyor. Şimdi 16 yaşında ve birçok zorluğu aştı, birlikte çok mutluyuz. Anne olmayı onunla tattım ben. Anne, baba ve çocuk olmayı birlikte öğrendik. Keşke bütün çocuklarımız bir aile ortamında büyüme şansına sahip olsa. Bu amaçla İstanbul Koruyucu Aile Derneği'ni kurduk. Denizli Koruyucu Aile Derneği bize öncülük etti. İstanbul'da böyle bir derneğin olmaması eksiklikti. İstanbul'da şu an 120 civarında koruyucu aile var ama Kayseri'de 400'den fazla, İzmir'de 300.
BEN DE ÇOCUKLARA YARDIM EDECEĞİM
Ben yuvada kalırken bir gün annem yuvaya geldi. Sosyal hizmet uzmanı beni yanına çağırdı. Daha sonra benim koruyucu ailem olmaya karar verdiler. Hafta sonları beni almaya geldiler. Sinemaya, gezmeye gittik. Annemle beraber ders çalışmaya başladık. O zaman derslerim iyi değildi. Şimdi teknik lise bilişim ikinci sınıfa gidiyorum. Koruyucu ailemle çok mutluyum. Benim yerime bir başkası da olsaydı yine yardım ederlerdi. Ben de büyüyünce çocuklara yardım etmek istiyorum.
İYİ Kİ BENİ ALMIŞSINIZ
Gülşen Top (Beş yıldır Z.'nin koruyucu annesi)
- Çocuğunuz olduğu halde neden koruyucu aile olmak istediniz?
- 34 yaşımda evlendim. 35'imde anne oldum. Bir gün televizyon izlerken bu fikir aklıma düştü. Artık emekliydim, ekonomik durumumuz iyiydi. 'Neden bir çocuk daha büyütmeyeyim?' dedim. Oğlumuz da büyümüştü. Erkek çocukları 10 yaşından sonra anneye çok yanaşmıyor. Eşimle konuştum. O da mutlu oldu. Beş yıl önce 2007'de kızımızla karşılaştık.
- Kızınızın annesi var. Görüşüyor musunuz?
- Hayır, tanıyorum ama görüşmüyorum. Çünkü sakıncaları oluyor. Anne eve gelmek istiyor, çocuk bu sefer bir kargaşa yaşıyor. Annesiyle görüşmek istediği zaman götürüyorum. 15-20 dakika, zaten Cağaloğlu'nda uzman yanında görüşüyorlar. Kızımla karşılaştığımızda üç yaş, iki aylıktı. İlk kapıdan girerken 'Anne bizim evimiz çok büyükmüş, neden beni kreşe verdiniz?' dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Akşam oldu; o zaman oğlum sekiz yaşında ama babasının boynuna atlayan şımarık bir çocuk. Evin tek çocuğu, gitti babasının boynuna atladı. Kızımız salonun kapısında duruyor, garip garip bakıyor... Dedim ki 'Kızım gel, ağabeyin babana sarıldı, sen de benim boynuma sarıl.' Koşarak bana sarıldı. O gece, o yattıktan sonra biz üçümüz oturup ağladık. Oğlumuz 'Nasıl bir anne ki onu bırakmış?' dedi. 'Çok zor şartlardan bırakmıştır oğlum, kimseyi yargılama,' dedim. O gece ben kızımın yanında yattım, bir şey olmasın, korkmasın, düşmesin diye. Bize yavaş yavaş alıştı. Hiç et yemiyordu, makarna ve pilav yiyordu. Hiç yoktan ağlayan bir çocuktu. Ama artık ağlamıyor.
- Ona gerçek annesi olmadığınızı nasıl söylediniz?
- 'Benim küçük bir annem var,' diyordu. Annesi 17 yaşında doğurmuş onu. Şu an 24 yaşında. Ankara'dan İstanbul'a kaçan bir kız. Kızımıza sağlık karnesi çıkarmak için vesikalık fotoğraf çektirmeye gittik. İnanın onu güldürememiştim ilk zamanlar. O kadar neşesizdi. Gülmeyi bilmiyordu. Tüm bunları birlikte aştık. Kızımıza bu sene her şeyi anlattık: 'Bizim kızımız yoktu, seni gördük çok sevdik. Bizim kızımız ol istedik. Annen çok zor koşullar altında olduğu için seni yurda bırakmak zorunda kalmış. Seni evimize getirdik,' dedim. Önce düşünceli düşünceli etrafımızda şöyle bir dolaştı, ondan sonra gitti eşimin boynuna sarıldı, öptü. Sonra bana geldi, sarıldı, beni de öptü. 'İyi ki beni almışsınız,' dedi. O zamana kadar soru soran kızımızın kafasındaki olay bitti. Çok yetenekli. Keman dersi aldırıyorum ona. İmkanım olsa, biraz daha genç olsaydım, bir çocuk daha alabilmek isterdim. Biz bu çocukları kalbimizle doğurduk.
KİMLER KORUYUCU AİLE OLABİLİR?
Koruyucu aile sisteminde çocuk evlat edinilmiyor, bir ailenin gözetiminde yaşıyor.
Artık bekar anneler de koruyucu aile olabiliyor.
Koruyucu aile olmak için üst sınır 65 yaş.
Çocuk sahibi olma prosüdürü altı aydan üç aya indirildi.
Koruyucu ailelere çocukların okul, servis gibi ihtiyaçları için ayda 600 lira -1500 lira arası destek veriliyor.
Daha ayrıntılı bilgi için www.gonulelcileri.gov.tr'ye başvurulabilirir.