Efendiler!
BİZ 81 YIL ÖNCE SÖYLEYECEĞİMİZİ SÖYLEDİK. ÇAĞDAŞLAŞMA YOLUNDA NE YAPTIYSAK KENDİMİZ İÇİN YAPTIK. BUNDAN SONRA DA DOĞRU BİLDİĞİMİZ YOLDA İLERLEYECEĞİZ.
SABAH
Geri adımın altında kalırız
Erdoğan, kurmaylarına "Kıbrıs'ta atılacak geri adımın hukuki sonuçları da olur, altında kalırız" dedi.
Türkiye'nin 41 yıllık AB macerasında dün en uzun gün yaşandı. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül nihai karar öncesi kapalı kapılar ardında AB liderleriyle son pazarlıklarını yaptılar. Pazarlıklar Kıbrıs, kalıcı kısıtlamalar ve tam üyeliğe gölge düşürebilecek olası ifadeler üzerinde yoğunlaştı.
SEZER'E KRİPTO Conrad Otel'e adeta karargah kuran Türk heyeti, en uzun güne, sabahın erken saatlerinde pazarlıklarla başladı. Görüşmeler, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e kriptolarla geçilirken, KKTC liderleri Mehmet Ali Talat ve Serdar Denktaş da bilgilendirildi. Erdoğan ve Gül'ün siyasi temaslarının yanı sıra Türk diplomatlar da dönem başkanı Hollandalı muhataplarla İsviçre'nin Burgenstock kasabasındaki Kıbrıs zirvesini andıran 'kelime pazarlığı' yaptı.
ALTERNATİF PLAN SUNDU Başbakan Erdoğan, gün boyu İngiltere Başbakanı Tony Blair, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Hollanda Başbakanı Balkenende, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen ve ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile görüştü, müzakerelerin başlaması ile Rum kesiminin Gümrük Birliği'ne alınması için şart koşulan Ankara Antlaşması ek protokolünün müzakere edilebileceği mesajı verdi. Erdoğan, Hollanda'nın hazırladığı zirve metni taslağındaki Kıbrıs paragrafının da "Türkiye'nin uyum protokolünü müzakere etme kararı memnuniyetle karşılanmıştır" şeklinde değiştirilmesini isterken, Avrupa Konseyi ve BM'nin, 3 Ekim'e kadar, adada müzakerenin BM gözetiminde tekrar başlatmasını önerdi.
KKTC'DE BARIŞ KAHVESİ Erdoğan, ilk basın toplantısında da, Rum lider Tasos Papadopulos'a zeytin dalı uzattı, "Belki bir gün KKTC'ye gideriz, Papadopulos'u da davet eder, birlikte bir barış kahvesi içeriz, barış yemeği yeriz. Amacımız düşman üretmek değil, dost kazanmak" dedi. Papadopulos'un zirveden "karlı" çıkacağı yorumuna katılmayan Erdoğan, "Papadopulos alacağını tam üye olarak aldı zaten. Kopenhag kriterlerine uyup uymadığı belli değil. Annan Planı'na hayır diyen taraf tam üye yapıldı" diye konuştu.
YUNAN DEDİKODUSU Erdoğan, Karamanlis ile görüşmesinden sonra ise "Yunan kaynaklarından, ek protokolün oluşması konusunda kendilerinden yazılı bir teminat istendiği ve Türk tarafının da bunu reddettiği haberleri sızdırıldığını" hatırlatan bir gazeteciye, şu yanıtı verdi: "Hepsi dedikodu. Milli çıkarlarımızın müsaade etmediği bir adımı asla atamayız. Bu konuda bizi ne aldığımız tarih terbiyesi, ne de yüklendiğimiz sorumluluk, böyle bir adımı atmamıza müsaade etmez." Liderler yemeği başladıktan sonra, kaldığı Conrad Oteli'nde Türk gazetecilere açıklamalar yapan Erdoğan, Güney Kıbrıs'ın "direkt'' veya "indirekt'' tanınmayacağı anlamına gelip gelmediğini soran gazeteciye, "Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa o adımı atarız'' yanıtını verdi. Erdoğan, kullanılacak kelimelerin "kilosunun'' çok farklı olduğunu, onun için bu tür kelimelerin kullanılmayacağını belirtti.
"VAY HALİME BENİM'' Yunanistan'ın kapının kapanmasından yana olmadığını kaydeden Erdoğan, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in, "Türkiye, Kıbrıs konusunda adım atmaya hazır'' şeklinde ifade kullandığını hatırlatan bir gazeteciye, "Güzel söylemiş. Biz her zaman adım atmaya hazırız, ama adımın şekli önemli'' dedi. Erdoğan, "Sizi en çok sıkıntıya sokan kırmızı çizgi hangisi?'' sorusuna da, "Aylardır ülkemin gazetecilerine ben bunu anlatamadıysam yandık, vay halime benim'' karşılığı verdi.
"PARAF" SÖZÜNE TEPKİ Başbakan'ın gün boyu süren temaslarının ardından, liderlerden çıkan taslak metinde, Türkiye'nin 17 Aralık'ta, Ankara Anlaşması'nı paraf etmesi de talep edildi. Ve şöyle denildi: "Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerin normalleşmesi sürecinin başlangıcı olmasını ümit ediyoruz." Görüşmelere katılan üst düzey bir kaynak, Türkiye'nin Ankara Anlaşması'nı 3 Ekim'e kadar müzakere etmeyi taahhüt ettiğini, ama şimdiden paraf etmeye yanaşmadığını belirterek, "Aksi, adada barış sürecinin kesilmesi, Ankara'nın dolaylı da olsa Rum kesimini tanıması demek olur" dedi. Erdoğan'ın da, taslak metni otelde kurmaylarıyla değerlendirirken, Kıbrıs'la ilgili olarak "Atılacak geri adım, siyasi sonuçlarından çok, hukuki sonuçlar doğurur. Altında kalırız" dediği öğrenildi.
BALKENENDE İLE GÖRÜŞME Başbakan Erdoğan ile Balkenende arasındaki görüşme, Türkiye saatiyle 03.15'te sona erdi. Erdoğan'ın kalabalık bir heyetle katıldığı ve 2 saati aşkın süren görüşmenin ardından gazetecilere bir açıklama yapmadı. Ancak ısrarlı soruları, "Rahat olun, gidin istirahat edin. Ben de şimdi 4.5 saatlik bir istirahata çekileceğim. Yarın (bugün) sabah tekrar bir araya geleceğiz. Onlar yine toplanacak. Hayırlı olsun" diye yanıtladı.
EVREN MESCI / BÜLENT AYDEMİR
|