Otomotiv sektörünün hızlı büyümesine karşın kâr marjlarının 1920 yılına göre yüzde 20'den fazla düşmesi yetkilileri harekete geçirdi. Uzmanlar yeniden yapılanmanın gerektiğinde hemfikir
Yılda 60 milyon aracın üretildiği ve milyonlarca kişiyi istihdam eden otomotiv sektörü, 20. yüzyılın büyük bir bölümünde endüstrilerin kralı olarak anıldı. Ancak uzmanlar sektörün artık yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtiyor. Dünya petrol üretiminin yarısını tüketen sektör aynı zamanda plastik üretiminin de yarısından fazlasını da tüketiyor. Bu arada cam üretiminin yüzde 25'i ve çelik üreminin ise yüzde 15'ini kullanan otomotiv üreticileri, bu nedenle gelişmiş ülkelerin milli gelirinin yüzde 10'u kadar bir büyüklüğe ulaşıyor. Peki 20. yüzyılın bütün o vahşi kapitalizmini ve krizlerini atlatan 100 yıllık sektör neden can çekişiyor? 1920'li yıllarda yüzde 25 oranında olan kâr marjları 1960 yılına gelindiğinde yüzde 10'lara geriledi ve 2000'li yıllarda ise yüzde 5'in altına düşerek, kimi otomotiv üreticilerinin kriz yaşamasına neden oldu. Dünya ekonomisini yönlendiren sektörlerden biri olan otomotiv büyümesine karşın, kâr marjlarının düşmesi ile kaos yaşamaya başlarken, uzmanlar sektörün yeniden canlandırılması gerektiğini savunuyor. İngiltere'de yayımlanan The Economist Dergisi bu haftaki sayısında, 100 yıllık sektörü mercek altına aldı. Deutsche Bank'ın iki yıl önce yaptığı araştırmaya göre, otomotiv sektörü Avrupa borsalarının değerinin yüzde 1.6'sına, ABD borsalarının değerinin ise yüzde 0.6'sına denk geliyor. Halbuki bu oranlar 20 yıl önce yüzde 3.6 ile yüzde 4'ü gösteriyordu. Uzmanlar, teknolojinin gelişmesi, pazarın olgunlaşması ve maliyetlerin artmasıyla kâr marjlarının normal olarak düştüğünü söylüyor.
Henry Ford devrimi Bir asır önce otomotiv endüstrisinin modern sanayinin doğmasında öncü rol aldığına dikkat çeken analistler, Almanya'da hayata geçen otomobil fikrinin daha sonra 1900'lü yıllarda Fransa'da geliştirdiğini ancak ABD'de Henry Ford ile gerçek kimliğine kavuştuğunu söylüyor. Ford ile seri üretim kavramının sektöre yerleştiğini ifade eden sektör analistleri, bağımsız bir şası üzerine oturtulmuş at arabasına benzeyen araçlardan modern otomobile geçiş sürecinin bu zaman diliminde yaşandığına işaret ediyor. Edward Budd tarafından yaratılan, Dodge'nin geliştirdiği ve daha sonra Citroen ile Avrupa'da yagınlaşan modern otomobil günümüze kadar bir çok gelişime sahne oldu.
GM'in liderlik atağı 1920'li yılların ortasında Alfred Sloan'un yaratıcı fikirleriyle General Motors, Ford'u geride bırakarak, seri üretimde bir adım öne çıkar ev her yıl yeni bir model üretimine geçer. Otomotiv sektörünün tüketici tepkisini çeken ilk sektör olduğunu da değinen uzmanlar, bu itici gücün güvenlik, teknoloji ve üretime yansıdığını söylüyor. 1970'yi yıllar ise sektörün çevreciler tarafından saldırılara maruz kaldığı bir dönem. Yaşanan petrol krizleri ve enerji kaynaklarında yaşanan sıkıntı, Japon araçlarının ABD pazarında yavaş yavaş parladığı yıllar olarak kabul ediliyor.