Merhaba sevgili Kantin okurları. Bu haftaki röportajımızda ilginç bir konuğumuzla sizlerle birlikteyiz. Samet mimarlık okuyor. Onu ilginç kılan özelliği ise girdiği her sınavdan 60 alıyor olması. İşte o röportajımız...
Hoş geldiniz Samet bey. Girdiğiniz her sınavdan 60 alıyorsunuz.
Bunu nasıl yapıyorsunuz?
Bu bana doğuştan gelen bir şey sanırım. Genetik diyeceğim ama ailemde buna benzer bir vaka da bulunmuyor. Nasıl yaptığıma gelecek olursak; özel bir çabam yok. 60 olsun diye girmiyorum sınavlara. Giriyorum ve 60 oluyor.
Çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Vallahi başta ailem olmak üzere herkes çok şaşkındı. Okula başladığım ilk günden itibaren süregelen bir süreç bu. Birinci sınıftayken her dersten 60 aldığımda, ailem çok korkmuştu. Daha birinci sınıfta bir çocuğun bütün derslerinin üç olması akıllarda tek şeye yol açmıştı: Bu çocuk okumaz, biz bunu sanayiye verelim yaşı gelince.
Peki, daha sonra bu durumla nasıl başa çıktınız?
Aslında yedi ve sekizinci sınıftayken de bu durumun devam etmesi, ailemi biraz olsun umutlandırmıştı. Ancak daha sonra lise sınavından da 60 alınca bir kez daha benden umudu kestiler. Bir şekilde liseye başladım. Daha sonra lisede de bütün sınavlarımdan 60 aldım tahmin edebileceğiniz gibi. Hayatımın o zamana kadarki en muhteşem yıllarıydı. Hatta bir matematik sınavında boş kağıt verip 60 almıştım. Bu da hala sırrı çözülememiş esrarengiz bir olaydır benim hayatımda.
Üniversite yıllarınız nasıl geçiyor?
Bu yeteneğimden faydalanmak isteyen birçok insan oldu. İşte bilirsiniz, böyle durumlarda herkes çevrenizde olmak ister. Yalancı akrabalar çıkar gelir. Bunlarla boğuşuyorum bu dönemlerde. Tabii başlarda herkesin 80-90 aldığı sınavlardan 60 alırken insanlar benim gerizekalı olduğumu düşünüyordu. Bir keresinde bir arkadaşımız soruları çalmış ve herkese dağıtmıştı. Bütün bir sınıf 80 üzerinde puan alırken ben yine 60 almıştım. Çok zor bir süreçti. Çevremdeki insanlar aptal olduğumu düşünüp beni terk etmişlerdi. Ama birinci sınıfı geçtikten sonra zorlaşan derslerle birlikte, herkes 60 almanın ne kadar değerli olduğunu anladı. O gün yüzüme bakmayan, benimle dalga geçen insanlar şu anda benden bu işin sırrını öğrenmek için çay, yemek ısmarlayıp ağzımı arıyorlar. Ama onlara hep şu cevabı veriyorum: Bu benim yeteneğim, Tanrı beni dünyaya bunun için göndermiş ve ben bunu size öylece veremem.
Çok teşekkürler Samet bey. Son olarak okurlarımıza bir mesajınız veya tavsiyeniz var mı?
İstediğiniz kadar çalışın, bir ders hakkında her şeyi bilin. Ama bir gün bir hoca, her şeye rağmen size 20 verdiğinde bilin ki; bölüm birincisi bile olsanız buralarda bir yerlerde sizden yüksek alan birisi var. Onun adı Samet'tir.
Saygılar.