İstanbul'da daha doğrusu şehrin iki farklı noktasında bugünlerde farklı bir telaş yaşanıyor. Türkiye'nin yetiştirdiği moda dünyasının oyun kurucuları Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi ile Galataport İstanbul arasında mekik dokuyor... Tahmin edebileceğiniz gibi bu kadar moda profesyonelinin bir araya gelmesinin tek bir nedeni olabilir, o da moda haftası... Ama bu sefer Mercedes- Benz Fashion Week Istanbul (MBFWI) her zamankilerden farklı... Bu durumun nedeni pandeminin etkisiyle birçok moda merkezi gibi İstanbul'un da ilk dijital moda haftasına imza atacak olması...
Bu iki merkezde pazartesi günü başlayan ve haftaya perşembe gününe kadar sürecek olan koşuşturmanın nedeni dijital moda haftası için yapılan defile ve çekimler... Dijital platformlara aktarılacak olan tüm sunum, defile ve videolar 12-16 Ekim tarihlerinde Mercedes- Benz Fashion Week Istanbul'un resmi internet sitesi üzerinden modaseverlerin beğenisine sunulacak. Yani ön sıra kavgası olmadan evinizde rahat rahat koltuğunuza oturup Türkiye'nin en ünlü ve genç neslin en yetenekli tasarımcılarının defilelerini izleme şansınız olacak.
Büyük moda haftaları arasında sıkışıp kalan, çoğu zaman global takvimin gerisinde kaldığı için büyük satın almacılar tarafından takip edilemeyen moda haftası ilk kez yurt dışından birçok moda profesyoneli tarafından izlenecek.
DAHA ÇOK İZLENECEK
Moda yayıncılığı anlamında global ölçekte lider iki marka olan Vogue Runway ve Business of Fashion, MBFWI'de yer alan defile ve tasarımcılara yer verecek. Türk tasarımcılar ve tasarımcı markaları bu platformlarda yer alarak küresel olarak kendi seslerini daha çok duyurma şansı yakalayacak. Ayrıca global ölçekte lider iki dijital showroom olan Joor ve Ordre ile bir işbirliği çerçevesinde koleksiyonlar bu platform üzerinden global satın alma sorumlularının beğenisine açılacak. Ayrıca bu beş gün boyunca sanal showroom'lar, paneller, podcast'lerle zenginleştirilmiş bir içerik karşımıza çıkacak...
BİR TAŞLA İKİ KUŞ
Bu sezon etkinliğe Türkiye Tanıtım Grubu (TTG) destek veriyor. Bu kapsamda bir tarafta Türk tasarımına destek olunurken, eş zamanlı olarak İstanbul'un kültürel ve tarihi zenginliklerini dijital moda haftası aracılığıyla global moda platformlarına taşımak hedefleniyor. Bu hedef, mekan seçimlerine de yansıdı. Bu çerçevede 10 günlük süreçte Türkiye'nin en başarılı moda fotoğraf sanatçısı ve yönetmenlerinden biri olan Koray Birand, Türk moda tasarımcılarını Türkiye'nin eşsiz mekanları ile buluşturan bir tanıtım filmi de çekecek. Film eylül ayında dünya çapında yayınlanacak.
Sağlık önlemleri çok sıkı
SAĞLIK BEYANNAME FORMU ŞARTI VAR
Çekimlerde, yeni normale uyum ve sağlık önlemleri kapsamında tüm katılımcıların ateş ölçümü yapılarak alana girişi sağlanıyor. Her gün her katılımcı sağlık beyanname formu dolduruyor. Ayrıca çekimlerin yapıldığı yerlerde maske kullanılması zorunlu. Alan içerisinde 15 dezenfeksiyon noktası bulunuyor. Gün içinde gerçekleşen her çekim öncesinde, ek olarak her gün sonunda tüm alan dezenfeksiyon sistemleri ile dezenfekte ediliyor. Alandaki kişi sayısını sınırlı tutmak adına tüm ziyaretçilerin en geç bir gün öncesinden bilgileri prodüksiyon tarafından toplanıyor ve tüm giriş çıkışlar titizlikle kontrol ediliyor. Alanda günde 500'den fazla maske dağıtılıyor. Kapalı alanların metrekaresine göre maksimum kişi sayısı belirleniyor ve bu adetten fazla kişi alanda bulundurulmuyor. Her tasarımcının toplam ekibi 10 kişi ile sınırlandırılıyor.
HER MODELE AYRI FIRÇA SETİ
Bu özel çalışma sırasında mankenlerin makyajını üstlenen M.A.C, çekim süresince olağanüstü sağlık önlemleri ile makyaj uygulamalarını gerçekleştiriyor. Bu doğrultuda her modelin kendi makyaj kiti ve fırça seti bulunuyor, bir modele uygulanan hiçbir ürün başka bir modelle temas etmiyor. Ekip her uygulamanın ardından hem tüm fırça setini, hem ellerini dezenfekte ediyor ve maskesini değiştiriyor. Tüm bu uygulamalar modellerin gözü önünde gerçekleştiriliyor. Bir makyaj sanatçısı (MUA) sadece belirli sayıda modele uygulama yapıyor ve 10 gün sürecek çekimler boyunca MUA aynı modellere makyaj uygulaması yapıyor. Ayrıca saç ve makyaj alanlarında masalar sosyal mesafe kurallarına uygun olarak 1,5 metre aralıklarla yerleştirildi.
ÖZLEM SÜER
Çok özel zamanlardan geçiyoruz
İlk defile çekimlerinden biri Türk modasının önemli isimlerinden Özlem Süer'e aitti. Ünlü tasarımcının koleksiyon tanıtımından önce mankenlerin saç ve makyaj hazırlığı yaklaşık iki saat sürdü. Lookbook çekimleri ve defile çekimleri ise birer saat sürdü. Süer'in lookbook fotoğrafları ise Tophane- i Amire Kültür ve Sanat Merkezi içerisinde kendi belirlediği alanda yapıldı. Süer bu yeni dijital dönemle ilgili olarak, "Çok özel zamanlardan geçtiğimizi bir kez daha hissettik. Hayatımızın sadeleşmesini, yavaşlaması gerektiğini bir kez daha anladık. Defileler, moda haftaları bizler için kendimizi ifade etme enstürümanları. Ve bu dönemler biz tasarımcıların yüksek heyecan yaşadığımız zamanlar... Bu kez konuklarımızın sıcaklığı olmadan, o performansın yüksek heyecanını tam olarak yaşamadan defilemizi yaptık. Ancak tabii ki konuklarımıza ve modaseverlere daha sonra ulaşacak olduğumuzu bilmenin huzuru, sakinliği var hepimizin içinde" diye konuşuyor.
NİYAZİ ERDOĞAN
Koleksiyon avatarın üzerinde
"Bu dijital moda haftasında İlkbahar-Yaz 21 koleksiyonumu tanıtıyorum. Koleksiyonun çıkış noktası Tatavla. İstanbul'un Kurtuluş, Şişli bölgesini kapsayan eski adı..." diyen Niyazi Erdoğan bu bölgedeki apartmanlardan özellikle de apartmanların içini süsleyen el yapımı özel seramiklerden ilham almış. "Bu bölgede yer alan birçok apartmanda özel seramikler var. Koleksiyondaki renkler ve desenler bu seramiklerden türetildi" diyor. Ve Erdoğan bu bölgeden ilham alan koleksiyonunu bir avatar üzerinde, tamamen dijital olarak tanıtmayı tercih etti.
Tasarımcı, "Pandemi üretim sürecini de etkiledi. Bu koleksiyona ait tasarımların tamamı bilgisayar ortamında gerçekleştirildi ve numunelendirildi. Koleksiyonun modellenmesi ve avatar üzerinde tanıtılması tabii ki hepimiz için virüs bulaş riskini de azalttı" diyor.
EMRE ERDEMOĞLU
Murat Dalkılıç podyuma çıktı
Emre Erdemoğlu birçok tasarımcı gibi seyircili gerçek bir defile yapamamış olmanın hüznünü yaşıyor: "Tabii ki çekimleri yapılan bu defilenin bence en zor yanı izleyicisiz olmasıydı. Aylarca emek verdiğimiz bir koleksiyonun seyirci tarafından, o ilk görüldüğü an bizi ruhsal olarak besliyor.
Alkışlar verdiğimiz emeğin karşılığı oluyor. Heyecanla bekliyoruz hepimiz ekim ayında defilenin yayınlanmasını ve gelecek tepkileri" diye konuşuyor.
Erdemoğlu'nun koleksiyonunu tanıttığı defilesinde 25 manken ve şarkıcı Murat Dalkılıç podyuma çıktı.
Dalkılıç'ın koleksiyondaki bir şov parçasıyla fotoğraflarının yayınlanmasının ardından gelen yorumlar için de tasarımcı, "Dalkılıç'ı sahne performanslarında da giydiriyorum. Bambaşka bir tarzı var, herkes biliyor bunu. Dalkılıç benim defilemde podyuma çıktı ve tabii ki bu koleksiyonun ruhunu anlatan bir parça vardı üzerinde. Defilenin tamamını görmeden, hatta fotoğrafın bir defilede podyumda çekildiğine bile dikkat etmeden yapılan yorumlar oldu" diye konuştu.
***
Moda kazanı
SERTİFİKALI ORGANİK ÜRÜNLER
Fransız cilt bakım markası Nuxe, kısa süre önce organik ürünler gamını piyasaya çıkardı. ECOCERT tarafından sertifikalandırılmış bu ürün gamının özelliği içeriklerinin yüzde 99 oranında doğal ürünlerden üretilmiş olması. Ayrıca bu doğal ürünlerin de en azından yüzde 52'sinin organik tarımcılık tarafından elde edilmesi gerekiyor. Çevreye zarar vermeyecek bir filozofiyle üretilen bu ürün gamı kısa süre içinde birçok güzellik dergisi ve yayınından tam not aldı.
HAVALI İŞBİRLİĞİ
Gün geçmiyor ki moda dünyasından yeni bir işbirliği haberi gelmesin. Bunun sonuncusu da spor giyim markası Reebok ile Los Angeles merkezli moda markası Pleasures arasında gerçekleşti. Ve ortaya tamamen deri ve Kaliforniya çölünden ilham alan bir spor ayakkabısı koleksiyonu çıktı. Reebok Classic Leather modelinin baştan sona yeniden tasarlanmasının bir sanat olduğunu söyleyen Pleasures markasının kurucu ortağı Alex James, "Çocukluğumda çok popüler bir modeldi. Bizim getirdiğimiz yorumda, bu beğenilen ayakkabıya California, California Çölü'ne ve Joshua Tree Milli Parkı'na olan sevgimizi ekledik" diye konuşuyor. Bu özel koleksiyon Türkiye'de bugün her iki markanın internet sitelerinde satışa çıkıyor.
RESSAMLAR, BALERİNLER MARKA YÜZÜ
Sadece sporcuların, şarkıcıların, sosyal medya fenomenlerinin marka yüzü olması sizi de yormadı mı? Arka arkaya birçok ünlü marka farklı alanlardaki sanatçıları marka yüzü olarak kullanmaya başladı. Bunlardan biri de Louis Vuitton. Markanın 36 parçalık yeni mücevher koleksiyonunun tanıtımında Paris Opera ve Balesi'nin yıldız dansçılarından Huga Marchand, ressam Sharon Alexie gibi isimler yer aldı.