Diyarbakır Valiliği, Bağlar'da 11 vatandaşın şehit olduğu terör saldırısının, failin kimliği de dahil tüm ayrıntılarını açıkladı.
Telsiz konuşmalarına kadar her şey gün gibi ortadaydı. Evet, katil yine uşak çıkmıştı: PKK.
PKK'nın kanla verdiği mesaj, aylardır haklarında yargısal süreç başlatılırsa "ortalığı karıştıracaklarını" söyleyen HDP'li yöneticilerin tehditleriyle de uyumluydu.
Saldırıdan hemen sonraki gün, kayıtlara geçmesi için bu kibirli mesajı yazımın başlığına aldım:
"Kayıtlara geçsin, HDP'liler ifadeye çağrıldı diye PKK 9 vatandaşı öldürdü." Çünkü saldırıda sivillerin hayatını kaybetmesiyle ortaya çıkan tablo, PKK'nın "imajı" için felaketti. Bu yüzden hemen en iyi bildikleri işe soyundular. Kafaları karıştırmak için manipülasyona başladılar.
Kurdukları internet sitelerinden yabancı ajanslara "biz yapmadık miki yaptı" mesajları attılar.
O mecralar da haberi tüm dünyaya "Saldırıyı IŞİD'in üstlendiği iddia ediliyor" şeklinde geçtiler.
PKK'lı troller hafta sonu sosyal medyada bu saçmalıkla örgütlerini savunmaya çalıştılar.
Her zaman olduğu gibi, içi ülkelerine ve aslında kendilerine karşı nefretle dolmuş zoraki yurttaşların desteği de gecikmedi elbette.
Dün gerçek bir kez daha ortaya çıktı. Kanlı saldırıyı PKK'nın TAK isimli kolu üstlendi!
Hakikaten merak ediyorum.
Türk devletinin değil, IŞİD ya da PKK gibi terörist organizasyonların açıklamalarına itibar edip günlerdir bu ülkenin yurtsever halkına, gazetecilerine ettikleri hakaretleri nerelerinde saklayacaklar?
Bizler hadi neyse, onlar adına rezilliklerinden utanmayı bile bıraktık.
Ama aynaya ya da sevdiklerinin, evlatlarının yüzüne baktıklarında, politik bir kibir uğruna çocukları öldüren katillere kol kanat gerdikleri hiç mi gelemeyecek akıllarına.
Allah gerçekten sabır versin.
Ölüyü diriyi geçtiler gözü dışarıya diktiler...
PKK sadece Temmuz 2015'ten bu yana 787 güvenlik görevlisi, 312 sivil vatandaşımızı şehit etti. Ülke genelinde yarattığı psikolojik travmanın sayılarla tarifiyse imkânsız.
Bu bilançonun üzerine, aklını, vicdanını kinine ve kibrine teslim etmeyenler haricinde "içeride" kimseyi kandıramayacağını anlayan PKK, rotayı hepten "dışarıya" kırdı.
Kandil'in, yasal partilerinin, medyalarının, destekçilerinin ezcümle "bizim antiemperyalistlerin" artık kanalize oldukları tek bir çıkış yolu var...
ABD'yi, NATO'yu ya da AB'yi Türkiye'ye müdahale etmeye ikna etmek!
Tıpkı, yüzyılın başındaki Kurtuluş Savaşı'nda bu halk bağımsızlık mücadelesi verirken manda için çalışan uşaklar gibi.
Ama geçti o günler. Artık bu ülkenin başında halkının onurunu kollayanlar var. Batı "tak" deyince "şak" diye yapanların devri kapandı.
Kürtlere hakaret etmeyi bırakın tırşıkçılar!
Yıllardır, milyonlarca Kürt'ü aynı topraklarda yaşadıkları kardeşlerinin gözünde kriminalize etmek için dişlerini tırnaklarına takıp çalışıyorlar...
Acılı Kürtlerin çocuklarını ölmeye, öldürmeye gönderiyorlar.
İnsanların hayatlarını kaydırıyorlar.
Yetmiyor, varını yoğunu aldıkları insanlara, seçmenlerine ağız dolusu hakaretler ediyorlar.
Tıpkı siniriyle meşhur HDP'li Hasip Kaplan'ın, PKK'nın sokak çağrılarına itibar etmeyen, "emrini" dinlemeyen Kürtlere seslendiği gibi:
"Kürdün yavşağına, iktidar uşağına, tırşıkçısına yazıklar olsun; keklik soylulara!" Ne kadar ayıp!
Bu arada Kaplan'ın sarf ettiği "tırşıkçı" Kürtçe "önüne yem atanın uşağı olan" anlamına geliyor. E tırşıkçılığın kıt kanaat geçinen onurlu Kürt vatandaşlarımıza değil, İstanbul adalarındaki lüks villalarında Kürtlere rağmen Kürtçülük oynayanlara yakıştığı ortada değil mi?