Yıllardır "hasret" kaldığımız kurban bağışı tartışması başladı. Ancak bu seneki mevzu "balık da kesebilir miyiz" türünden öneriler değil. Konu, kurban vekâletlerinin ve bağışlarının kime verileceği üzerine.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu bayram Kızılay'a vekâlet verdi. Başbakan Yıldırım ve ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da...
Vakıflar da işin peşini bırakmıyor elbette, çünkü meblağ çok büyük. Ancak kurban bağışı alma noktasındaki çabanın tek motivasyonu para değil. Mevzu, kimi çevreler için meşruiyet meselesi de. Zira yardımları organize ederek ayakta duran ciddi bir vakıf bürokrasisi var.
İçlerinde işini layığıyla yapanlar da var. Ne var ki işleri zor. Zira bu alanda yaşanan skandallar ve yardım talep eden kimi çevrelerin karanlık ilişkilerinin ortaya çıkması vatandaşın aklını karıştırdı.
Nasıl karışmasın ki, çoğu zaman hangi vakfın ya da derneğin, kiminle ilişkisi olduğunu devlet bile yıllar sonra "öğrenmiyor" mu?
Örneğin Fetullahçı teröristler bile Avrupa'da kurban bağışı kampanyasına başlamışlar. Elbette "Kimse yok mu" gibi herkesin ne halt olduğunu anladığı derneklerle değil yeni isimlerle piyasaya çıkıyorlar. Dün Anadolu Ajansı geçtiği bir haberde Belçika'daki bu "taşeron" derneklerden bazılarının isimlerini açıkladı.
Aman dikkat! Sevaba girmek için dişinizden tırnağınızdan artırdığınız paraları verdiğiniz kurbanlıklarınız, teröristlere, karanlık dolandırıcılara, din simsarlarına kurban gitmesin.
***
Açıkla Demirtaş; Mehmetçik Vakfı'na bağış yaptın mı?
HDP Eş başkanı Demirtaş dün kameralar önünde kurban vekâletini "Rojava Derneği" isimli bir kuruma bağışladı.
İnşallah bu bağış, muhataplarına "et" olarak ulaşır. PKKPYD, DAEŞ'le birlikte "danaya girer gibi" savaşa giren küresel muktedirlerin hayatını cehenneme çevirdiği insanlara bir faydası dokunur.
Demirtaş'ın kurban vekâletini açıkladığı saatlerde sosyal medyada da bir kampanya başlatıldı. Gün boyu HDP'li hesapların paylaştığı parti logolu görselde şu ifadeler yer alıyordu: "Devlet terörünün Cizre ve Silopi'deki izlerini temizlemeye gidiyoruz. Cizre yaz 2582'ye gönder. Her SMS 10 TL değerindedir."
Ancak akşam saatlerinde gerçek ortaya çıktı. Zira çağrıda verilen 2582 hattı Mehmetçik Vakfı'na aitti. Evet, Twitter diliyle söylersek, trolleme (kafaya alma) vakasıyla karşı karşıyaydık.
HDP'nin resmi Twitter hesabından, partilerinin logosu kullanılarak Mehmetçik Vakfı'na para toplanmasının bir "dolandırıcılık" girişimi olduğu ilan edildi. Partililer uyarıldı.
Gelin görün ki Genel Merkez'in "Kuşkusuz, kazara da olsa Mehmetçiğe hayrı dokunacak bir iş yapmamız düşünülemez" şeklinde tercüme edebileceğimiz ikazına rağmen epey bir HDP'li hatta PKK'lı Mehmetçik Vakfı'na bağış yapmış oldu.
Sağlık olsun. Çok da üzülmesinler zira o asker HDP'lilerin de canını koruyor.
Acaba diyorum, Demirtaş da 2582'ye bir mesaj atıp Mehmetçik Vakfı'na bağış yapmış mıdır? Hayır, kurban bağışı falan derken zat-ı âlileri bugünlerde kendilerini hayır işlerine verdiler de...
***
...Tabanı ahmaklık
Fetullahçı çete için bugüne değin "Tabanı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanet" tanımı kullanıldı. Doğruydu da.
Ancak 15 Temmuz'da yaşanan vahşetin ardından bile hâlâ bu yapıya kurban bağışı vs. yardımı yapan o "tabanın" motivasyonunu artık ibadetle açıklamak çok mümkün olmasa gerek.
Kimse kusura bakmasın ama bu kötülük değilse bile "ahmaklık."
Ve inanın bu "ahmakların" her şeyden çok, tedaviye ihtiyaçları var.