Tartışmaların "odağındaki" kızın resmini görünce tanıyamadım. İsmini Google'da aratınca gençlik dizilerinde oynadığını öğrendim. Resimleri de vardı. Biri Gezi'de çekilmiş olmalı. Devrilmiş bir siyasi parti aracının yanında zafer işareti yapan çelimsiz bir kız. Dikkatimi çeken bir başkası ise caps'ti.
Seçimlerin ardından Esad'ın fotoğrafını paylaşıp altına "koyduk mu" yazmıştı. Bir başka resim altı yazıda ise "Yıllarca Diyarbakırlı olduğumu gizledim" falan yazıyordu.
Şimdiki mevzu ise "oruç tutmuyoruz diye saldırıya uğradık" şeklindeki twitiydi.
Söylediğine göre çalıştığı film setine "yobazlar" saldırmış ve hatta üzerlerine mermer atmıştı.
Bu iddiası üzerine Twitter'da trends topic listesine (çok konuşulanlar) girmişti.
Kimi ünlü isimler kendisine destek verirken, kimileri de yalan söylediğini savunuyordu.
Derken bir sitede genç oyuncuyla aynı sette bulunan birinin konuya açıklık getiren yazısını okudum. "bi s.k bilmeden sadece ideolojisinin peşinde yaygara koparmak için hazır bekleyenler" başlığı altındaki yazıda şunlar yazıyordu:
"Olayı anlatayım. Otatepe'de bir sokakta çekim yapan ekibe, çekim yaptıkları mekanın yan tarafında bulunan apartmandan bir adam balkona çıkıp bağırmaya başladı. 'Sabahtan beri bu ne gürültü evimde yatıp uyuyamadım.
Orada çalışıyorsunuz oraya para veriyorsunuz ama benim alanımda para vermeden çalışıyorsunuz.
Kalkın, gidin buradan, aşağı inersem kötü olur, para vermeden bi şey yapmadan iş yapıyorsunuz, bu hale bak herkesin ağzında sigara, oruca saygı yok."
Keşke amcaya biraz "işgaliye parası" verseydiniz de konu kapansaydı. Zira anlaşıldığı üzere oruç konusu epeyce taliymiş beyefendi için. Ama hiç olur mu, fırsat ayağa gelmiş, bir taşla iki kuş. Hem ucuza set işi hem de muhtemelen kimsenin izlemeyeceği b sınıfı bir "eser" için görülmemiş reklam yaptınız.
Bakalım, oyunculuk performanslarıyla ya da "eserleriyle" gündeme gelemeyip dini televizyonculuğa alet edenler neler çekmiş, izleyip göreceğiz.
Sesler, yüzler, sokaklar
Haftanın ikinci hayati tartışması ise Avrupa yakasında geçiyordu.
Grafiti sanatçısı JR Fatih Belediyesi sınırları içindeki harabe bir binanın duvarına insan yüzleri çizmişti. Twitter'da dolaşıma sokulan bir iddiaya göre, "vandal Fatih Belediyesi" ise bu sanatsal çalışmaya tahammül edememiş ve dev portrelerden birini duvardan silmişti.
Hani Gezi'nin griye boyanan gökkuşağı merdivenleri hesabı... Tutardı yani.
Bu olay da pek çok ünlünün dikkatini çekti. Twitter'da tepkiler çığ gibi büyüdü.
Ardından hava ısındı ve sanat duyarlılığı sel olup aktı. Ta ki Belediyenin Twitter'dan yaptığı "Desteklediğimiz bir projeyi niye boyayalım?" başlıklı şu açıklamaya kadar:
"Wrinkles of the city adlı proje, dünyaca ünlü grafiti sanatçısı JR ile Fatih Belediyesi ortaklaşa çalışması sonucu hayata geçirilmiştir. Bu güzel projeye tarafımızdan herhangi bir müdahale edilmiş olması söz konusu değildir! Alandaki diğer resmin az önce çekilmiş fotoğrafı da ektedir. Konuyu araştırmaktayız. Saygılarımızla."
Konuyu "yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle" ilkesiyle köpürtenlerin yanı sıra, olayın üzerine birilerine şirin görünmek, gençlerin tabiriyle "duyar kasmak" için atlayanlar da bir anda ortadan kayboldular tabii.
Kuzuları sayalım
Evet memleketim haftanın öne çıkan "san'at" haberleri bunlardı. Ha bu arada, her türlü değerin istismar edildiği üç kuruşluk "san'at piyasasına" bu işlere bulaşmadan sessiz sedasız girenler de yok değil.
Berlin Film Festivali de dahil olmak üzere, Türkiye'de ve yurtdışında tam 11 ödül kazanan Kutluğ Ataman'ın Kuzu'su vizyona girdi. Hakkını verelim.