HDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş seçim sonrası yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Korkmayın sizi asacak halimiz yok. Adil olarak yargılanacaksınız!" Demirtaş'ın bu sözlerini sosyal medyada pek çok Gülenci trol "Korkma titre" mottosuyla duyurdu.
Ya aynen öyle. Çok değil daha birkaç yıl önce KCK operasyonlarıyla asıl suçluları bırakıp seçilmiş siyasileri, hatta Kürtçe kursuna giden çocukları tutuklayan Gülenciler Demirtaş'ın hevalleri oldu. Peki, hangi gerekçeyle "asmayıp da besleyecekmiş" Selahattin Bey?
Onun yolunu yöntemini de bir süre önce T 24'teki röportajında muhabirin "Darbe olursa, demokrasiye geçişin daha hızlı olacağını mı söylüyorsunuz?" sorusuna "evet" yanıtını veren Murat Belge veriyor. Belge diyor ki "3 parti geçici koalisyon kurup 17 Aralık yargılamalarını başlatmalı."
Dönüp yuvarlanıp yine Cemaatlerini buldular işte. Seçim öncesi onların ipiyle indikleri kuyuda, yine onların kazma küreğiyle ülkenin altını oymaya çalışıyorlar. Koalisyon ihtimaliyle bile halkın temsilcilerine darağacı göndermeleri yapacak kadar fütursuzlaşan bu ekip neo 27 Mayıs cephesidir. Yegâne hedefleri de, koalisyon senaryolarıyla güçsüzleştirilmiş bir Ak Parti üzerinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın meşruiyetine "yürümek." Çünkü Erdoğan'ın, vesayet Türkiye'si önündeki tek ve en büyük engel olduğunu biliyorlar. Gündüz düşlerinde "Mursi'nin akıbetini" görüyorlar. Ama bunu her zamanki hinlikleriyle yapacaklar. Erdoğan'ın reformist siyasi vizyonundan arındırılmış bir Ak Parti modelinin, "herkesin" çıkarına olacağı söylemini yükseltecekler.
Dün bir anda gazetelerinden sürmanşetlerinden yükselen "itidal, uzlaşı" mesajlarının anlamı da budur. Kimse bu iç savaş koalisyonunun sandıktan çıkan oya, siyasete tahvil edecek bir değer muamelesi yapacağı sanrısına kapılmasın. Bu sonuçlar, asıl şimdi başlayan ve jakoben yöntemlerin de denenmeye çalışılacağı bir sürecin meşruiyetini artırmak için araçtır.
Bölgede, 90'larda ceberut devletin uygulamalarını aratmayan baskıların bu kez PKK cephesi eliyle kotarılması, anlatmaya çalıştığım hedefin modelidir. Demokrasilerde elbette hukuki yargılamalar olur. Ancak bunu 27 Mayıs benzeri, sokak popülizminin ve vesayet odaklarının desteğiyle yapmaya kalkarsanız adı "terör" olur.
Biliyoruz, terör bazılarının ekmeğinin yağı. Ama unutmasınlar, o ekmek, Kürt seçmenlerin devam ettiği parti bürolarının ve mitingleri bombalayan yapının dümen suyunda, Çözüm Süreci'nin mimarını yargılamayı vaat edenin midesine oturur.