2006 Danıştay saldırısından bu yana, Türkiye'nin demokrasisi ve ekonomisini yok etmeyi, edemiyorsa ağır şekilde hırpalamayı hedefleyen, küresel boyutları da tescillenmiş bir sistematik operasyonun varlığını hâlâ inkâr edip, hâlâ görmemezlikten gelip, başımıza gelenlerin sebebini başka noktalarda arayanlar, '3. Dünya Savaşı'nın başladığını idrak ettiklerinde iş işten geçmiş olacak. 2008 küresel finans krizi, 3. Dünya Savaşı'nı tetikleyen kırılma noktasıdır. Çünkü dünyanın önde gelen gelişmiş ekonomilerini ağır ekonomik sorunların girdabına çekti; borç yüklerini yönetilemez boyutlara taşıdı ve aralarında Türkiye'nin de yer aldığı E7 Grubu'nun yükselişini hızlandırdı. 2008 küresel finans krizi, aynı zamanda Soğuk Savaş'ın bitimiyle birlikte gücünü kat ve kat artıran 'küresel neo-liberal düzen'in kendi elleriyle beslediği 'ahlak dışı' finansal mimarinin, gözü dönmüş para kazanma hırsının da çöküşü anlamına geliyordu.
'Neo-liberal düzen'in sahibi olan küresel müesses nizam, E7 Grubu ülkelere, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Türkiye'nin hassasiyetlerini derinleştirmeye yönelik siyasi operasyonları, bu ülkelerin toplumlarını bölüp, birbirine düşürecek operasyonları devreye aldı. Terör belasını tırmandırarak, kendi kontrolündeki güvenlik kurumları ve savunma endüstrisini vazgeçilmez kılma gayreti içinde oldu. Brezilya, bu operasyonlar nedeniyle bugün toparlanmakta zorlanıyor. Çin, 'kuşak-yol' projesi ile karşı atağa geçme gayreti içinde. Rusya, ablukaları bertaraf etmeye çalışıyor. Türkiye ise, Gezi olayları, 17-25 ve 15 Temmuz hain darbe girişimi ile her türlü yöntemin denendiği vahşi bir operasyonun her safhasını, birlik-beraberliğin temsilcisi 'Milli İrade' ile bertaraf edebildi. Ancak, 3. Dünya Savaşı ilerliyor ve giderek sertleşecek. Kimi zaman vekalet savaşları ile kimi zaman doğrudan başat ülkelerin karşı karşıya geldiği pek çok olaya şahit olacağız.
Bu nedenle, Türkiye Ekonomisi ile ilgili tartışmaları normal bir zeminde yapıyormuşuz izlenimi beni kahrediyor. Enflasyon, yüksek faiz, cari açık, yüksek katma değer, mega projeler; tüm bu konu başlıklarını '3. Dünya Savaşı'nın süregeldiği bir zeminde yöneteceğiz. Bir saniye kaybedecek vaktimiz yok. Bu temel gerçeğin idrakiyle, konuları hızlı çözmemiz gerekiyor. Bankacısına da, reel sektöre de, esnafımıza da büyük görev düşüyor. Türkiye Ekonomisi'ni ayakta tutacak tüm imkânları seferber etmeliyiz. Yoksa Avrasya'nın kaderi bizim ellerimizden akıp gitmesin.