Okan Müderrisoğlu'nun geçtiğimiz salı günkü yazısında yer alan Türkiye'nin 'küresel ayak izleri' ifadesi, belki de son 15 yılda, AK Parti iktidarı ile, Türkiye'nin ekonomi-politik dönüşümünün en önemli başarı göstergelerinden birisi olarak kabul edilmeli. Rahmetli Özal'la, Soğuk Savaş'ı bitirme sürecine giren ve dışa açık yeni bir büyüme modeline geçilmesi adına önemli çabaları ortaya koyan Türkiye, 1990'lı yılları heba etti ve o dönemki 'içine kapanıklığın' bedelini, 3 bin doların altında bir yaşam standardı ile ağır ödedik. AK Parti'nin öncülüğünde yürütülen ekonomik ve siyasi reform süreci, Avrasya duruşu, 800 milyar doları aşan milli gelir ve 11 bin dolara dayanan yaşam standardı, Türk iş dünyasının uluslararası başarıları ile birlikte, Türkiye'nin 'küresel ayak izleri'nin tüm coğrafyaya yayılmasını sağladı.
60 bini aşan ihracatçı, Türkiye'nin 81 ilini ihracatçı yaptı; Türk müteahhitleri, küresel ölçekte 2'nci sıradaki konumları ile dünya ölçeğinde projelere imza attılar. Afrika'nın kalkınması adına verdiğimiz mücadele, Orta Asya'nın dünyaya eklemlenmesi adına sunduğumuz fırsatlar, Asya-Pasifik ile yeni işbirliği fırsatları, Rusya ile derinleşen ekonomik ve siyasi ilişkiler, Türkiye'nin 'küresel ayak izleri'nin her yere yayılmasını sağladı ve şimdilerde, Latin Amerika'dan da önemli işbirliği talepleri söz konusu. Türk bankaları, Balkan ülkelerinde önemli birer oyuncu haline geldiler ve dünyanın her yerindeki şube ve temsilcilikleri ile Türk iş dünyasının ve Türk iş diasporasının ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Halk Bankası, 2-3 yıldır, Türkiye'nin 'küresel ayak izleri'ne yönelik saldırılara maruz kalan önemli bir kuruluşumuz. Bilelim ki, 16 Nisan Referandumu'ndan çıkacak olan güçlü bir 'Evet', bu saldırıların daha da vahşileşmesine sebep olacak.
Bu nedenle, Körfez'de, Rusya'da, Çin'de, kimi batılı ülkelerde, Türkiye'nin 'küresel ayak izleri'ni takdirle izleyenleri görmezden gelip, bu adımlardan rahatsız olanların saldırılarına malzeme taşıyan, kendi ülkesinin Avrasya'daki 'oyun kurucu gücü'nü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yükselen liderlik becerisini kabullenemeyen 'mandacı'ların, 'ezik'lerin, 'paralı asker'lerin, 'hain'lerin olduğu bir dünyada, 16 Nisan eşiğini başarıyla geçtikten sonra, Türkiye'nin birlik ve beraberliği adına, çok daha fazla işimiz olduğunu bilmek zorundayız. Türkiye'nin 'Asya- Pasifik' için en kritik kavşak noktası olduğu gerçeği, 'küresel ayak izlerimiz'i çok daha uzaklara taşıyacak.