Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Hedef ‘atıl kaynak’ların canlandırılması

ABD'nin yeni seçilmiş başkanı Donald Trump'ın izlemesi beklenen ekonomi politikasının önemli sonuçlarından birinin, gelişmekte olan ülkelerden ABD'ye doğru sermaye çekilmesi ve dolar cinsinden borçlanma maliyetlerinin artması olacağı konuşuluyor.
Bu da, Türkiye gibi önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin yabancı para cinsinden varlıklarını güçlendirmek adına ek tedbirler almalarını gerektirecek.
Bu tedbirlerin bir boyutu, ekonomide atıl durumda bulunan döviz ve altın cinsinden tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını, bir diğer boyutu ise, Türk bankacılık sektöründeki atıl aktiflerin yeniden krediye dönüştürülmek amacıyla, menkul kıymetleştirilmesini gerektiriyor.
Bu durumda, Merkez Bankamız, BDDK, Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul'un koordinasyonunda bir dizi adımın atılması gerekecek. Yastık altındaki altın ve dövizin ekonomiye kayda girmiş bir tasarruf olarak kazandırılması kritik önemde.
Çünkü, Trump'ın ocak sonunda resmen göreve başlaması ile, sadece küresel ekonomi alanında değil, bilhassa küresel siyaset alanında tarihi bir yeniden yapılanma süreci başlayacak. Pasifik ile Atlantik arasında küresel ekonomipolitik sistemin yeniden yapılanmasına yönelik tarihi bir satranç oynanıyor ve artan basınç, ülkeler için hem siyasi, hem de ekonomik boyutta bir seferberliği gerektirmekte. Türkiye, Kurtuluş Savaşı sonrasında, ilk kez, büyük bir küresel yeniden yapılanma sürecinin tam merkezinde, iş dünyasının ve halkın desteği ile süregelen bağımlılıklardan kurtulmaya yönelik hamleler yapıyor.
Ekonomik aktivitenin gerektirdiği döviz işlemleri dışında, Türkiye ekonomisinde hayatın yerel para birimine endekslenmesine yönelik, Türkiye ile ticari partnerleri arasında ülkelerin yerel para birimleri cinsinden dış ticarete yönelik kritik önemde bir dönüşümden söz ediyoruz.

Maliye politikası da devrede
Türk bankacılık sektöründeki büyük projelere kullandırılmış kredilerin menkul kıymetleştirilerek, yeniden bankacılık sektörüne taze kredi kaynağı olarak kazandırılması ve 'atıl' varlık konumundan kurtarılması önemli bir adım.
Başbakan Yıldırım'ın açıkladığı iş dünyasına yönelik 250 milyar liralık ek kredi imkânı bu adımı teyit ediyor. Küresel ekonomik sistemde nisana kadar sürebilecek olası sıkışma dönemine istinaden, 2017'in ilk 3 ayında asgari ücretlinin SGK prim ödemelerinin faizsiz, yılın son çeyreğine ertelenmesi doğru bir adım. Türkiye'nin maliye politikasında tarihi bir fırsat alanı söz konusu. 2017'de özel sektörde 500 bin kişiye ek istihdam imkânı sağlamak dahil, maliye politikasındaki bu tarihi fırsatı Türkiye'nin büyümesi için sahaya sürelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA