Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Herkes başının çaresine baksın

İran intikam yemini ediyor. Savaş bayrağı çekildi bile. Trump durur mu? O da en üst perdeden tehdit savuruyor. Ciddi bir gerilim ve kaygılı bir bekleyiş var.
Şu an çekişmenin nereye kadar gideceğini tarafların kendileri bile tahmin etmekte zorlanıyor.
Trump İran'ı hızla ve savaşmadan diz çökertmenin peşinde olacaktır. Ancak tüm siyasi varlığını semboller üzerine inşa eden bir rejimin böylesi sembolik bir saldırı karşısında teslim olması kolay değil. Belki de bu nedenle İran Trump'ın söylem ve eylemlerini yanlış okumada ısrar edebilir.
İşte o zaman çarşı daha da karışır.
Taraflar birbirini şimdilik ölçüp tartacak. Sadece İran ve Amerika değil. Tüm uluslararası aktörler beklemede. Avrupalılar ve Rusya bile henüz konuya teenniyle yaklaşıyor.
Ancak maalesef bizde bazı gruplar ya akılsızlıktan ya da kötü niyetten hemen Türkiye'yi İran tarafına itmekte pek hevesli.
Bunun adını da anti-emperyalizm koymuşlar.
Yerseniz. Kendi İrancılıklarını da Amerikan karşıtlığı gibi sunma telaşındalar. Onu da yemiyoruz.
Kimse kusura bakmasın. Bu tür işlere karnımız tok. Türkiye'nin kendinden başka hiçbir ülkeye böyle bir sorumluluğu yoktur. Hele son 7 yıldır İran'ın yaptığı Türkiye düşmanlığı düşünüldüğünde bu tür iddialar komik oluyor. Suriye'de Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışan İran değil miydi?
Barış Pınarı'nda Amerikalılar PYD'yi yalnız bıraktığında kim sahip çıktı PYD'ye? Afrin'e gireceğimiz sıra Esed'in milislerini Türk askerinin üzerine kim sürdü? Kim ateş atti Türk askerine?
Şimdi bütün bunları bir kenara bırakıp İran'la omuz omuza mı duracağız?
Yok öyle iş. Herkes kendi başının çaresine bakacak. Biz öyle yaptık.
Bu sadece üç beş senenin meselesi de değil. Tüm tarihe bakın. Bilmeyenler öğrensin.
Anlamayanlar anlasın. Türkiye'nin bölgedeki en tehlikeli rakiplerinden biri hep İran olmuştur. Hatta bu sadece Türkiye İran meselesi de değildir. Tarih boyunca Anadolu coğrafyasındaki tüm devletler İran coğrafyasındaki tüm devletlerle kavgalıdır. Bir tarafın kazancı diğer tarafın kaybıdır. Gidin İskender Darius ilişkisine bakın. Ders almadıysanız Roma Pers mücadelesine bakın. O da yetmezse Bizans Sasani çekişmesine bakın. O da yetmezse Osmanlı Safevi mücadelesine bakın. Bu bölgesel bir zorunluluktur. Irak'ta Türkiye kazanırsa İran kaybeder. Suriye'de İran kazanırsa Türkiye kaybeder.
Anlamamakta direnen varsa daha açık ve daha genel bir ilke söyleyelim. Hiçbir ülke Türkiye'nin dostu ya da düşmanı değildir.
Türkiye'nin güvenliği Türkiye'den geçer. Gerektiğinde Rusya ile gerektiğinde İran ile gerektiğinde Amerika ile Türkiye'nin çıkarları çerçevesinde ittifaklar kurulur sonra işe yaramaz olunca terk edilir. Bu kadar.
Kimse Türkiye'nin güvenlik ve çıkarlarını İran'a ya da başka bir ülkeye mahkûm etmeye kalkışmasın.
Türkiye ne İran'ın ne Amerika'nın payandasıdır. İkisi kozlarını paylaşsın biz de kendi işimize bakalım. Bunu da anlamayan varsa o artık zekasını değil niyetini sorgulasın.
Derdi Türkiye'yi savunmak değil İrancılık yapmaktır. Bunlar da son günlerde iyot gibi ortaya çıkıyor. Bizim pozisyonumuz gayet açık. Kaderini Türkiye'nin kaderine bağlayanlar ne İrancılık yapar ne Amerikancılık.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA