Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

“Bilişim çağı”nı sosyal medyadaki nefret mesajları ile mi anlayalım?

"Bilişim çağı"nı sadece sosyal medyadaki mesajlarla nefret saçmak şeklinde algılayanların, siyaset dünyasını da etkiledikleri kesin. Çoğulcu demokrasinin temel ilkeleri üzerinde uzlaştıktan sonra farklılıkları vurgulamak yerine, yalnızca farklılıkları öfke ile vurgulamak kimi nereye götürebilir ki?

Üslup çok mu sert?
Seçilmişleri aşağılayacaksın... Terörü siyasi yöntem olarak görenleri destekleyeceksin... "Hizmet" kisvesi altında yargıya ve polise sızıp devleti ele geçirmeyi amaçlayanlarla işbirliği yapacaksın... Devletin ana varlık sebebinin "Güvenlik" olduğunu kabul etmeyeceksin... Sonra da "Bu iktidarın üslubu çok sert, bunlarla uzlaşmak mümkün değil" diyeceksin.

Catch-22 durumları
İçinden çıkılması mantıksal açıdan mümkün olmayan durumlara İngilizcede "Catch-22" deniliyor. Örneğin paraya ihtiyacın olduğu için bankadan kredi isterken, bankanın sizden olmayan malvarlığınızı teminat olarak istemesi gibi bir durum bu... Yazar Joseph Heller "Catch-22" romanının kahramanı ve savaş pilotu Yossarian'ın yaşadıkları ile, böyle açmaz durumları örnekler.

Beni sevmiyorlar
2'nci Dünya Savaşı'nda Amerikan ordusunda savaş pilotu olan Yossarian Alman mevzilerine saldırının başlayacağı gün, savaştan kaçmak için ruhsal bozukluk nedeniyle hastaneye yatar. Hastaneyi teftiş eden bir general Yossarian'a "Nedir şikâyetin" diye sorar. Yossarian da "İnsanlar beni sevmiyor, herkes bana düşman. Bu yüzden ruhsal bunalıma düştüm" diye cevap verir. General "Nereden anladın bunu" diye sorunca da Yossarian "Mesela uçağımdaki bombaları Alman mevzilerine atmak üzereyken, Alman uçaksavarları bana ateş etmeye başlıyor. Beni onlar da sevmiyor" diye cevap verir...

Nasıl sevsinler?
Kenti yaşanılmaz kılan, kana bulayan terör eylemlerine müdahale eden güvenlik güçleri, bu eylemleri yapan silahlı teröristlere ateş edince "Asker ve polis bizi sevmiyor" ya da "Türkiye'de özgürlükler kısıtlanıyor" demek gibi bir durum değil mi? Veya bir sokak kalkışmasında taş attığınız bir polisin size müdahalesi, onun sizi sevmediğini mi gösterir?

Temel ilkeler
Tabii ki herkes aynı görüşte olamaz, herkesin aynı partiyi desteklemesi de mümkün değildir. Ama çoğulcu demokrasinin, hukukun ve meşruiyetin temel ilkelerini yok sayarak eylem koyduğunuz ya da alçakça komplolarla devleti ele geçirmeyi planladığınız zaman, çığırından çıkar. Sizi sizin gibi olanların dışında kimse sevmez.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA