Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kazanmak ve yenilmek vücut salgılarına da yansıyor

Tabii ki insan topluluklarının ulusal ve hatta bölgesel kişilikleri vardır. Örneğin Ortadoğulu olmakla Batı Avrupalı olmak, bu coğrafyaların insanlarının davranışlarına da, dış görünüşlerine de yansır. Ama hangi coğrafyadan ve hangi ulustan olursa olsun bir de "İnsan" denilen varlığın ortak özellikleri vardır. Bu aynılığı mesela vücut kimyasının işleyiş biçiminde bulabiliriz.
Birkaç yıl önce bilim adamları kazanan ve kaybeden insanların vücut kimyalarındaki değişimi gözlemlemişler ve bunu rapor halinde yayınlamışlardı.
Bizim siyaset arenamızda sürekli kazanan ve sürekli kaybedenlerin zafer ve yenilgi sonrasındaki davranışlarını anlamamıza yardımcı olabilecek bulgular vardı bu raporda...

Endorfin ve kortizon
Örneğin iki boksörün de bol bol dayak yediği bir karşılaşma ertesinde, kazanan boksörün beyni "Endorfin" salgılanması için salgı bezlerine emir verirmiş. Bu endorfin kazanan boksörün yediği darbelerden kaynaklanan acılarını uyuşturup unuttururmuş ve çok çabuk toparlanmasını sağlarmış. Yenilen boksörün beyni ise salgı bezlerine "Kortizon" salgılanması için emir verirmiş. Kortizon acıları azaltmazmış. Sonuçta yenilen zor toparlanırmış.
Hangi coğrafyada olurlarsa olsunlar insanlar rekabet ya da kavga ederlerken karşılarındakinin duruşuna ve vücut diline göre, ya daha atak ya da daha pasif davranırlarmış.

Vücut dili
Örneğin çekingen, ürkek duran bir kumarbazın rakipleri, kâğıt oyununda büyük paralarla oyuna girerlermiş. Aynı kumarbaz kendinden emin, hatta küstah davrandığı zaman da rakipleri ürkekleşir küçük paralarla oyuna katılırlarmış. Sürekli rekabet ve kavga insanları yorduğu için, toplumda hiyerarşiler oluşurmuş. Rekabet ve kavga etme görevi güçlülere devredilirmiş.
Peki bütün bu bulgulardan ne çıkartabiliriz?
Bana göre demokratik siyasi rekabeti bir boks maçı veya bir poker oyunu gibi görmemek en doğru davranıştır... Neticede bir seçimi kaybeden ilerideki bir seçimi kazanmak için nerede hata yaptığını ve bundan sonra ne yapması gerektiğini doğru biçimde belirlerse, sürekli "Ezik" kalmaktan ve dayak yemiş boksörün ruh halinden sıyrılabilir. Aksi halde hep yenilir...

Sürekli ezik olmak

Yazıyı "Kronik ezik" olmayı anlatan bir fıkra ile noktalayayım...
Yüzü gözü şiş, yaralı bereli okuldan dönen küçük Ahmet'e annesi telaşla " Ne oldu sana" diye sorunca Ahmet "Bizim sınıftaki Orhan bana saldırıp yere düşürdü, dövdü beni. Yarın da aynı şeyi ben ona yapacağım" cevabını verdi. Annesi buna itiraz etti ve "Olmaz öyle şey. Ben şimdi kurabiye yapacağım. Yarın Orhan'a verirsin, barışırsınız" dedi.
Ertesi akşamüstü küçük Ahmet yine yaralı bereli okuldan döndü. Annesi "Kurabiyeleri vermedin mi Orhan'a" diye sorunca Ahmet öfkeyle cevap verdi annesine...
- Verdim. Orhan kurabiyeleri çok beğendi... Yine kurabiye yapman için beni daha fazla dövdü.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA