Turgut Özal vefat ettikten sonra onu sağlığında yerden yere vuranlar, eleştiri kisvesi altında ona etmedik hakareti bırakmayanlar, onu övmeye, ne kadar önemli bir kişi olduğunu anlatmaya, vizyonundan ve misyonundan söz etmeye başlamışlardı.
Özal'ı kaybettiğimiz günün ertesindeki yazımda "Ben Özal'ın ülkeye ve topluma yaptığı hizmetlerden, reformlarından, vizyonundan falan söz etmeyeceğim. Çünkü bunları ben Özal hayattayken yazmıştım" demiştim...
Şimdi de aynı şekilde düşünüyorum.
Özen ve saygı
Ülkesine ve toplumuna hizmet edenler yaşarken gereken özenin ve saygının onlardan esirgenmemesi gerektiğine inanıyorum. Özellikle siyaset arenasında görüş ayrılıkları ve iktidara dönük rekabet olacaktır. Bu rekabet sert üsluplarla da sürdürülebilir. Ama bunu bir ölüm kalım savaşına dönüştürmek, silah namlusuna kurşun sürer gibi kelimeleri söylemlerin namlusuna sürmek açıkçası akılsızlıktır, yetersizliktir, zayıflıktır. Daha da ötesi bu tür davranışlar ülkenin demokrasisini ve geleceğini karartma girişimleridir.
Vizyon sahibi olmak
Özal 1980'in 24 Ocak'ında Türkiye'yi yeniden yapılandıracak "Kararlar"ı açıkladığı zaman, ben "Kim ne derse desin bu adamı yedirmemeliyiz" diye düşünmüştüm. Onun sağlığında onu savunduğum için ona yakın ölçüde eleştirildim, yazılı ve sözlü saldırılara hedef oldum... Şimdi o dönemi hatırladığımda "Keşke daha fazla destekleyebilseydim Özal'ı" diye düşünüyorum...
Tabii ki her konuda Özal'la aynı düşünmüyordum. Tartıştığımız ve hatta dostluğumuza ara verdiğimiz zamanlar da oldu. Ama o büyük çizgide onu hiç yalnız bırakmadım. Cesur, tabuları yıkacak kadar açık sözlü, vizyon sahibi ve icraatçı bir siyasetçinin bu ülke için bir şans olduğuna inanıyordum. Onu kurtlar sofrasına meze yapmak isteyen kifayetsiz muhterisler karşısında yalnız bırakmak en hafif deyiş ile insanlığa sığmazdı...
Erdoğan'ı yedirmeyeceğiz
Şimdi aynı şeyleri Tayyip Erdoğan için düşünüyorum... Erdoğan'la da her konuda aynı çizgide değilim... Ama öylesine saplantılı ve kural dışı bir saldırı kampanyasının hedefi ki... Geçenlerde kendisine de söyledim... "Sana karşı o kadar haksız ve hatta ahlaksızca saldırılar yapılıyor ki, bunlar bizim eleştiri hakkımızı elimizden alıyor. Sen bunca haksız ve bazıları ahlak dışı saldırıya hedef kılınmışken, bizler de bu kural tanımaz güruha katılmamak için eleştirilerimizi dizginliyoruz" dedim.
Neticede Erdoğan da Özal gibi, gerçekleştirdiği hizmetleri, cesareti ve açık sözlülüğü ile toplumun belleğinde yerini aldı... Ve biliyorum ki bu toplumda benim gibi düşünen ve "Tayyip Erdoğan'ı yedirmeyeceğiz" diyen insanların sayısı az değil.