Geçen hafta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu partisinin içinde bulunduğu durumdan MİT'i sorumlu tutmuş ve şöyle konuşmuştu:
"- MİT'in içinde bir grubun sadece CHP için görevlendirildiğini biliyoruz.
CHP'de karışıklık çıkarmak ve daha bir sürü başka şey için yapıldı bu görevlendirme."
Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerini ciddiye almayanlar çoğunluktaydı.
Örneğin CHP milletvekili Rıza Türmen partisinin Genel Başkanı'nın bu sözlerini "Biz zaten yeteri kadar karışığız. MİT'e ihtiyaç var mı bilmiyorum" diyerek yorumlamıştı...
Bu sözleri ciddiye alanlardan olan Kurtuluş Tayiz ise Akşam'daki köşesinde olaya şöyle bakıyordu:

Kaset komplosu
"Kuşkusuz CHP'ye yönelik bir istihbarat operasyonundan bahsedilebilir; ancak bu operasyon dört yıl önce Baykal'a kaset komplosuyla Cemaat'e bağlı istihbaratçı polisler tarafından gerçekleştirildi.
Bu operasyonla CHP yönetimi yeniden dizayn edilerek Kemal Kılıçdaroğlu partinin başına getirildi.
Ulusalcıların elinden çalınan CHP, 'yeni sol, yeni CHP' söylemi üzerinden Pensilvanya'nın güdümüne girdi. CHP'ye yönelik bir operasyondan bahsedilecekse işe önce Baykal'a yapılan kaset komplosundan başlamalı."

Meğer gerçekmiş
Aradan geçen günlerde ben de "Kılıçdaroğlu'nun sözlerini ciddiye alsam mı almasam mı" içerikli bir kararsızlık içinde bocalarken, Kılıçdaroğlu'nun yeni sözleri ile kararımı verdim.
Anladım ki Kılıçdaroğlu MİT tarafından oluşturulmuş bir zemin üzerinde bir semt-i meçhule doğru yönlendiriliyor. "Daha bir sürü başka şey için" yapılan bu komplo Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarının MİT'te oluşturulmuş bir mizah ekibi tarafından yazılmasına ve bu yazılanların Kılıçdaroğlu tarafından yüksek sesle okutulmasına kadar dayanmış durumda...

Somut bir örnek
Bu duruma somut son örnek CHP Genel Başkanı'nın Palandöken'deki bölge toplantısı öncesinde bir kahveye gidip halkla sohbet ederken söylediklerinden verilebilir...
Kılıçdaroğlu bu sohbetinde şunları söylemiş:
"- Kahvede bir vatandaş anlatıyor: 'Ben suçluyum kaçak sigara satıyorum' diyor. Onunla çoluk çocuğumu geçindiriyorum beni hapse atıyorlar. Çıkıyorum yeniden kaçak sigara satıyorum, başka yapacak işim yok.' Ona 'Evine götürdüğün her lokma helaldir ve senin alın terinin hakkıdır' dedim. 'Hiç korkma kaçaksa kaçak...
Sigara satmaya devam et kardeşim.
Ben senin arkandayım.'

Nerede o eski sigaralar...
- Ona dedim ki... 'Eskiden bizim tütünümüz, yerli sigaramız vardı. Şimdi var mı? Hayır yok.
Kime verdiler. Uluslararası tekellere verdiler. Hep beraber yabancı sigara içiyoruz. Biz tüketiyoruz onlar kazanıyor.' Çocukluğumda ilköğretimde 'Yerli malı Türkün malı herkes onu kullanmalı' diye öğretilerdi.
Kendi malımızı tüketeceğiz. Önce kendi insanını, işverenini savunacak, onun üretimiyle bir yerlere sahip olacak."
Ne dersiniz? Kılıçdaroğlu'nun MİT'in mizah yazarlarının hazırladıkları metinleri okuduğu konulu kuşkumda haklı değil miyim?