Geçmişte kalan bir günde İran'ın Şiraz kentinde 14'üncü yüzyılın büyük şairi Hafız -ı Şirazi'nin kabri başındaydık... Şair- diplomat Fuat Bayramoğlu, Yahya Kemal'in şiirini okuyordu...
"Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle."
Yaşadığımız coğrafyada olup bitenleri ve bunlara çözüm üretmeye çalışanların nafile çabalarını izlerken, Hafız'ı ve onun "Aşk"a dair dizelerini hatırladım.
Farsçası şöyle... "Ki aşk âsân nümud evvel veli üftâd müşkilhâ"... Bu dizenin Türkçe anlamı da "Aşk önce kolay göründü, fakat ardından öyle zorluklar belirdi ki" şeklinde...
Barışın düşmanları
Bu coğrafyada "Vatan aşkı" veya "Hizmet aşkı" ile kendilerini ortaya atanlara da bir uyarı olabilir Hafız'ın aşkın sonrasına dair gözlemi.
Diyelim ki seçilip iktidar olmuşsunuz... Ülkenizin uzun yıllar boyunca çözümsüzlüğe terk edilmiş olan ve iç barışı sürekli tehdit eden bir sorununu gündemden çıkarmak için "Barış ve Çözüm Süreci"ni başlatıyorsunuz.
Ve anlıyorsunuz ki "Barış aşkı" bile ardından inanılmaz zorlukların belireceği türden bir aşktır... Terörün rantını yiyenler, barışı sabote etmeye çalışan dış güçlerin içerideki görevlileri ve konu ne olursa olsun seçilmişlere karşı olanlar, bir anda barış karşıtı cephe oluştururlar...
Bıktırıcı bir tekerleme
Bu coğrafyanın değişmez ve bıktırıcı söylemi bu çağda da sürekli tekrarlanır.
- Tarihin zor bir döneminden geçmekteyiz... Dünyanın problemli bir bölgesinde bulunan ve hem iç hem de dış şartlar tarafından zorlanan ülkemiz...
Bu tekerleme bıktırıcı olmaya başlamadı mı?
Dünya Savaşı'na mı girdik ve kentlerimiz mi yıkıldı? İç savaş mı yaşadık? Nüfusumuz Çin veya Hindistan'dan daha mı büyük? Gelecekten ümidini yitirmiş, kabile kavgaları ve Ebola arasında sıkışmış yoksul bir Afrika ülkesi miyiz? Sınır komşularımızın yaşadığı felaketler bizim ülkemizdeki demokrasinin ve istikrarın kıymetini bilmemiz gerektiğini hiç düşündürmüyor mu?
Kronik çözümsüzlükler
Yetmedi mi bu gergin ve kötümserliklerle dolu ortam? Çözümlere katkıda bulunmak yerine çözümsüzlüğe oynamak bir yerde bitmeli değil mi?
Her farklı görüş sahibinin siyaseti sürekli bir "Rejim kavgası"na sürükleme çabası sizi de bıktırmadı mı? "Hizmet yarışı"na dönük siyasi rekabet diye bir olgu hiç devrede olmayacak mı?
Neyse... Yine Yahya Kemal'in "Hafız'ın Kabri" şiirine dönelim...
"Ölüm asude bahar ülkesidir her rinde
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter."