Demokratik siyaseti hizmet etmeye ve sorunlara çözüm üretmeye dönük bir yarış olarak görmek yerine kavga etmeye dönük bir eylem biçimi olarak gören kadroların, iktidar olmayı rüyalarında bile görmeleri mümkün değildir.
"Kentli Türkiye"nin insanı yaşamak, çalışmak, refaha kavuşmak, güven içinde yaşamak, eğlenmek, sevmek, sevilmek, birlikte yaşamak istiyor.
Siyaset bunu sağlaması için bir hizmet aracı olarak görülüyor.
Sosyal medyadaki bir avuç insanın bu ortamı kirletmesine bakmayın... Cep telefonlarına yapışık yaşayan, konuşan mesajlaşan kitleler, birbirlerine ideolojilerini veya siyasi saplantılarını iletmiyor.
Körlerin röntgenciliği
Henüz GSM cep telefonları yoktu.
Şimdi marka olarak tarihe karışan "Nokia"nın "Mobira" modeli araç telefonları kullanılıyordu... Amerika'dan gelen bir arkadaşım bu telefonların konuşmalarının kolayca dinlenildiği "Scanner" denilen tarayıcılardan birini gösterdi bana... Bu tarayıcı ile, İstanbul'da birkaç kilometre karelik alandaki araç telefonlarıyla yapılan konuşmaları dinleyebiliyordunuz...
Garip bir durumdu bu. İnsanların mahremiyetine giriyordunuz ama dinlediğiniz kişilerin kim olduklarını da bilmiyordunuz. "Körlerin röntgenciliği" gibi bir şeydi bu.
Herkes siyasetçi değil...
Bu ayıplı deneyimden deneyden çıkardığım genelleme şu oldu.
Ortalama İstanbullu bir Türk, sabah 8 ile akşamüstü 6 arasında para kazanmak, işini yapmak, senet ödemek veya tahsil etmek, çalıştığı işyerindeki durumunu sağlamlaştırmak için koşuşturuyor.
Akşamüstü iş saati sona erdikten sonra da, eğlenmek, aşkını yaşamak, arkadaşları veya ailesi ile buluşmak, için yaşıyor insanlar. Bu tehlikeli aygıtın başındayken insanların araç telefonlarında siyaset konuştuklarını pek duymadım.
Mahçupyan şimdi danışman
Ancak savaş, kriz, güvensizlik gibi durumlarda siyaset insanların günlük yaşamına giriyor. Hep söylenilir ya...
İsviçre'de kimse cumhurbaşkanının adını bile bilmez... Çünkü siyaset gelişmiş ülkelerde "Hizmet" mesleğidir.
Yeni ve kentli Türkiye'de de kitlelerin siyasetten beklentisi böyle...
Siyasetin payı günlük konuşmalarda arttığı ve cepheleşmelere sebep olduğu zaman, bilin ki bir şeyler yanlış gitmektedir.
Etyen Mahçupyan'ların "Başbakan Danışmanı" olabildiği Türkiye'de ise, belli ki işler doğru gitmektedir.