Hayatımıza bıçak gibi giren sosyal medyadaki paylaşılan fotoğraflar, kadınların ve erkeklerin dünyasını da yansıtıyor.
Kadınlar yüzlerinin, gözlerinin ve hatta ayaklarının fotoğraflarını, tanımadıkları kişilere gönderiyor. Erkekler de yedikleri yemekleri ve haltları fotoğraflıyorlar.
"Seçim" denilince hep siyaseti düşünürüz. Oysa bir de "Eş seçimi" var insanların yaşamında... Bu Pazar siyasetteki "Seçim" kadar önem taşıyan "Eş seçimi"ne girmeyi deneyelim mi?
Mesela İngiltere'deki bilimsel bir araştırmada "Erkekler kendilerinden daha az zeki olan kadınları eş olarak seçiyorlar" bulgusuna ulaşılmıştı. Buna göre zeki kadınların evlilikleri güçlüklerle dolu olurmuş.
Kim kimi seçer?
Acaba bu tür "Bilimsel Araştırma"ların sonuçları, hayatın gerçeklerini de yansıtır mı? Hayatın gerçeklerine dönersek, akıllı kadınların, fazla akıllı olmayan ama çok çalışan, güvenilir erkekleri seçtiklerini görürüz. Fazla akıllı olmayan başarılı erkekler çok çalıştıkça, akıllı kadınlar daha az çalışır ve daha iyi yaşar, çok tatil yaparlar.
Akıllı kadınlar, akılsız kocaları başarıdan başarıya koşarlarken, onların egolarını pompalarlar. Akıllı kadın hem koca dırdırından kurtulur, hem de kendine ait zamanı çoğalır. Erkek kendince "Çok önemli" gördüğü siyaset ve makro- ekonomi benzeri konulara kapıldıkça, asıl önemli olan konularda ipi, akıllı karısına daha çok kaptırır.
Zavallı erkekler
Annesinden başlayarak hayatta tanıyacağı tüm kadınlar erkeği "Sen güçlüsün, akıllısın, üstünsün" diyerek bilinçli olarak programlamış ve yanıltmıştır... Dış dünyadaki bütün zorluklara erkek itilmiştir.
"Bilişim Çağı"nda, beden gücü yerini beyin gücüne bırakırken bunun yansımalarını "Erkek Dünyası"nın çöküp dağılması ile anlayacağız... Ama o zamana kadar akılsız erkeklerin evlerinin dışındaki dünyanın her alanını kavgalara boğan söylemleri ve eylemleri ile birlikte yaşamak durumundayız.