Mizah edebiyatımızın değişmez temalarından biri de, bir Türk vatandaşının iki kadeh rakıyı yuvarladıktan sonra başını ellerinin arasına alıp "Ne olacak bu memleketin hali" diye kara kara düşünmeye başlaması değil midir?
Rakıya çeşni veren "Anason" hakkında daha geniş bilgi sahibi olduktan sonra, insanlarımızı karamsarlığa sürükleyen rakı dışındaki etkenleri de aramanın gerektiğini düşündüm. Mesela bazı siyasetçilerin ipe sapa gelmez söylemlerini dinlemek ve "Erdoğan olmasın da isterse iç savaş olsun" takıntılı yorumları okumak da, insanımızı "Ne olacak bu memleketin" hali içerikli endişelere sürüklüyor olabilir.
Anason ve östrojen
Rakıdan kaynaklandığı iddia edilen kötümserliğe ve daha ötesi saldırganlığa dayalı şehir efsanesine gelince... Oysa rakının üzüm yanındaki ana girdisi olan "Anason"da da kadınlık hormonu "Östrojen" varmış. O yüzden rakı içenler yumuşar, rahatlar ve şiddetten uzaklaşırlarmış.
Östrojen kadınları hastalıklara karşı koruyan, üreme organlarının çalışmasını düzenleyen, kalp damar hastalıklarına karşı koruyan önemli bir hormondur. Eksikliği, kadınların menopoz belirtileri yaşamalarına sebep olurmuş. Östrojen kalp damar sistemini de korurmuş. Böylece daha iyi bir kan dolaşımına sahip olan vücutta bulunan organlar da daha iyi beslendikleri için, genellikle kadınlar erkeklere oranla daha uzun yaşarlarmış.
Hüsnalığa doğru
Aslında her erkekte bir miktar kadınlık hormonu, her kadında da biraz erkeklik hormonu (Testesteron) veya androjen hormonlar bulunurmuş. Örneğin erkekte bu hormon dengesinin bozulup östrojen azalmasının sonuçlarından biri, prostatın büyümesi olurmuş. Ama östrojen oranının aşırı artması halinde de, erkeğin vücut hatları yuvarlaklaşır, göğüsleri büyür, sakalları az çıkarmış.
Örneğin erkekler yaşlanınca testesteron oranı düşer ve göğüsleri bu yüzden büyürmüş. Ayrıca erkekken kadın olmaya karar verenler de, mutlaka östrojen kürü yaparlarmış.
Farklı endişeler
Neticede "Ne olacak bu memleketin hali" diye kara kara düşünmek bunun nedenini rakıya bağlamak yerine "Bir söyledikleri diğer söyledikleri ile ters düşen bu Erdoğan takıntılı adamların hali ne olacak" diyerek, belirli siyasetçilere ve yorumculara takılmak daha doğru değil mi? Ayrıca bunların arasında rakı yerine şarap içerek sınıf atladıklarını zanneden buldumcuklar da yok mu?