Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Paris görüntüleri falan umurlarında değil!

Sadece itiraz etti diye saçlarından çekilerek sürüklenen kadınlar, elinde ne molotof ne de başka bir şey bulunmayan ama bir karış mesafeden yüzüne gaz sıkılan delikanlılar...
Çalışma haklarını elinden alacak yasa tasarısını protesto etmek için sokaklara dökülen insanlar...
Ve sokaklarda hiçbir şey yokmuş, ortalık süt limanmış gibi davranan ana akım medya...
Biliyorum...
Paris'ten gelen bu görüntülere bakıp bakıp Batı'ya "sen busun!" diye haykırmak istiyoruz!
Gerçekten de ikiyüzlülüğünü, yalancılığını, çifte standartlarını Avrupa'nın suratına çarpmak ne güzel olurdu!
Çünkü kırgınız, kızgınız.
Batı medyası ve siyaset odaklarının Gezi sırasında Türkiye'ye yaptıkları haksız muameleyi unutmak kolay değil. Şımarıkça başlayıp hızla darbe provasına dönüşen eylemleri destekleyip göklere çıkartmalarını hazmedemedik.
O yüzden de hem sosyal medyada hem de tv tartışmalarında Paris konusunu gündeme getirmeye doyamıyoruz.

***
Ben de bazen kendimi tutamıyorum, bazen Paris'te olup bitenlere dair bir iki tvit atıyorum.
Oysa boş iş!
Kendimiz çalıp kendimiz söylüyormuş gibi bir halimiz var.
Nihayetinde...
İki dünya savaşı çıkartıp aynı zamanda bütün dünyanın barış havarisi gibi görünebilen Batı'dan...
Irak'ı yalan gerekçelerle işgal edip cehenneme çeviren, sonra da "ne olacak Ortadoğu bataklığı işte!" diyen küresel merkezden...
Sömürgecilik ve yağmacılıkla oluşan zenginliğini "liberal uygarlık" diye pazarlayan stratejik odaktan söz ediyoruz.
Yani Batı'yı mümkün ve müreffeh kılan şey bizatihi çifte standartlılıktır.
***
Bizim Gezizekâlılara, Batı meftunlarına, sekülerliğe militan yazılmış kesimlere gelirsek...
Emin olun Paris görüntüleri hiçbirinin umurunda değil.
Demokrasiyle, insan haklarıyla gerçekten ilgilendikleri yalan!
Onlar sadece kendi "yaşam tarzı" özgürlükleriyle ilgileniyorlar.
Bilim mi?
Bilimle gerçekten ilgilenseler, kuantum teorisinden konu açan her hezeyanlı adamın peşinden ellerinde tuzlukla koşarlar mıydı?
Batıya hayrandırlar ama tanımazlar.
Oraların en iyi okullarında okuyup Katoliklerle Protestanları ayırt edemeyenlerine az rastlamadık! Durmadan Marks'tan söz edip kitaplarının kapağını hiç açmamış olan çok fazladır.
Bizimkilerin gerçekte tek derdi var.
Daha doğrusu iki...
Birincisi...
Ayak sandıkları halkın baş olmasından rahatsızlar.
İkincisi...
Müslüman bir ülkede yaşıyor olmaktan pişmanlar.

***

NOT DEFTERİ

Güzel bir yarayla dünyaya gelmiştim ve varım yoğum bu yaraydı.
KAFKA (Köy Hekimi)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA