Nasıl biriymiş Yunus Emre?
"Kendini, çevresini, çağını bilen" biriymiş.
Yok, esas "vurucu" kelime başka! Sabahattin Eyüboğlu'nun cümlesini tam olarak yazayım da, siz yorumlayın: "Kendini, çevresini, çağını, dinini aşmasını bilen Yunus Emre..."
Peki buna ne dersiniz?
"Yaşamayı seven ama ölümden korkmayan Yunus Emre..."
Ya şu? "Sevgiyi, insanlığı, yücelten, Tanrılaştıran Yunus Emre..."
Şaka yaptığımı sananlar olabilir. Haklılar.
Öyle ya, Sabahattin Eyüboğlu bu cümlelerle sanki Koca Yunus'tan değil de, Batı hümanizmasının ateşli bir düşünüründen söz ediyor gibidir.
***
Biliyorsunuz, bu ülkenin okur yazarının eğitim yoluyla nasıl bir "
endoktrinasyon"a (zihniyet aşılanması) maruz kaldığını;
tarihimizi ve kültürümüzü eğip bükmeye nasıl zorlandığını yeri geldikçe örneklerle anlatmaya çalışıyorum.
Bizim "
laikperest-devletçi-batıcı- seçkinci" sosyal kesimin bir tür "
eğitim zayiatı" olması bundandır.
Bazı okurlarım bu gerçeğin sık sık tekrarlanmasına gerek olmadığını, artık o günlerin geçtiğini söylüyorlar.
Nasıl tekrarlamam!
"Kültür iktidarı" hâlâ bu kesimin elinde. Zihinler hâlâ bu yalan ezberlerin etkisinde.
Yunus Emre ve Mevlana hakkındaki popüler kavrayışa bakın, ne demek istediğimi anlarsınız!
Bugün Facebook'ta, Twitter'da dolaşan Yunus ve Mevlana hakkındaki derme çatma fikirlerin çoğu böyle bir
zihniyet inşasının ürünüdür.
***
Gençlik çağımı hatırlıyorum...
Sabahattin Eyüboğlu'nun sadeleştirdiği Yunus Emre şiirleri seçkisi gençliğimin en gözde kitaplarındandı.
Arkadaşlar doğum günlerinde birbirine bu kitabı hediye ederdi.
Ve bu kitabın önsözünü okuyarak öğrenmiştik(!) ki... "Bütün dindarlığına rağmen Yunus hiçbir dinin adamı değildir,
bütün dinlerin ötesinde, tapınmasız, törensiz, kıblesiz bir adamdır."
İyi de
Yunus'un şiirleri onun bir derviş, bir mutasavvıf olduğunu çırılçıplak ortaya koymuyor mu?
Eyüboğlu ona da bir çözüm bulmuş, Cumhuriyet'in beyazlarını rahatsız etmeyecek bir yorum uydurmuştu: "
Dervişlik, dinlerin, mezheplerin, tarikatların az çok dışında,
kuralları ve hatta kitapları da olmayan bir ahlak okulu, bir insanlık disiplinidir."
Biliyorum, bütün bunları okuyunca
asabınız bozuldu ve gülmeye başladınız, değil mi?
"
Bu kadar da olmaz!" dediniz içinizden.
Neredeyse ve göz göre göre
"İslam"dan dışarı çıkartılmış bir
Yunus Emre tiplemesinin kime ne yararı olur, neden bu noktalara kadar uzanılır diye düşündünüz.
Bir düşünün bakalım, acaba neden?