Kafamda bir tuhaflık var herhalde!
Medyamızın göklere çıkarttığı filmi hiç sevmedim.
Filmin anlattığı hikâyede "doğru"lar bulup alkışlayanlara da sormak istiyorum: İyi misiniz?
Beş dalda Oscar adayı Whiplash'den söz ediyorum.
Hikâyesi kabaca şöyle...
19 yaşında bir delikanlı iyi bir caz davulcusu olmak istiyor ve feci bir hocanın eline düşüyor.
Küfür kıyamet, tokat, işkence hepsine katlanıyor.
Ne için? Olabileceğinin en iyisi olmak için.
Bu manyaklığa bir son verdiği zaman bile delikanlının aklı hocasında kalıyor.
Neden?
Çünkü başarı hırsı kamçısına tutkuyla bağlanır!
***
Hollywood'un bize defalarca allayıp pullayıp anlattığı bir hikâye.
Ayrıca "
bu film hırs, başarı, yetenek, mükemmeliyet üzerine derin düşüncelere sevk ediyor" diyen medyacılara sakın kanmayın!
Ortada derin bir şey yok!
Hatta çok yüzeysel!
Trafik kazası geçirip yüzü gözü dağıldıktan sonra bile her yeri kan revan içinde davul çalmaya koşan delikanlıyı anlatmanın neresi derin?
1985 doğumlu genç yönetmenmiş, dehaymış...
Anladık da, bayat abartmalar ve klişelerden geçilmiyor.
Whiplash kötüleri anlatan
iyi bir film değil.
Şimdi bunu dedim diye, çok kızılacak ama aklı sıra "iyi bir şey" anlatan
kötü bir film.
***
Başarı, başarı, başarı...
"
En iyisi ol", "
mükemmel ol" diye kulaklarımıza fısıldayıp duran dünya...
İşte o dünyanın halini de görüyoruz! Herkes birbirini ezip geçiyor, geriye güzelliğin kırıntısı bile kalmıyor.
Bir
caz davulcusu bana gönderdiği mesajda "film doğruları anlatıyor, maalesef başarı böyle geliyor" diyordu.
Gerçekten öyleyse, yazık!
Şu hayatta
güzel melodilere ihtiyacımız var, mükemmel icra edilmese de olur