Bir yanda çözüm süreci hız kazanıyor. Öte yanda birileri de PKK için başka bir "çözüm" üretmeye çalışıyor.
Hatırlayalım...
Örgüt daha bir hafta önce "yüz kapatma, kepenk indirtme, provokatif girişimlerde bulunma, halkın malına ve canına zarar verme" gibi eylemleri "ajanlık" olarak değerlendireceğini açıklamıştı.
Cizre'ye bakınca insan soruyor...
Onca acıya yol açan eylemler sıradan bir siyasal riyakârlığın sonuçları mı?
Yoksa örgüt çoktan bölündü de, kamuoyundan saklanıyor mu?
***
En iyisi, bırakalım bizim
riyakârlık şampiyonu sol aydınlarımız bu sorularla bir süre daha meşgul olsunlar.
Ama bizler de "
provokasyon" deyince her şeyin açıklandığı hissine kapılmayı terk edelim. Ve soralım...
Provokasyon elbette var. Fakat ne için?
7-8 Ekim'de ve şimdi Cizre'de olanlar masaya daha fazla kozla oturmaya yönelik eylemler mi?
Neden
HÜDA PAR veya
dindar Kürtlerin oturdukları mahalleler hedef alınıyor?
Bazılarının dediği gibi "
90'lı yılların karanlık çatışma ortamı ve derin devletin hortlaması" mı bütün bunlar?
Benim cevabım net: Hayır! Bu olayların
çok daha büyük ve lanetli bir stratejinin parçası olduklarını görmeye başlamalıyız.
***
"
IŞİD'e karşı direnen Kobani" söyleminin
ABD ve Batı'da medyatik ve siyasal meşruiyet kazandığı bir gerçek. O halde hain bir planla karşı karşıya olduğumuzu bilmek zorundayız: Sınırlarımız içinde de "
radikal İslami güçlerle çatışan seküler Kürtler" görüntüsü yaratılmak isteniyor.
Bu tablonun hazır ve hevesli alıcıları var.
HÜDA PAR'ı misillemeye ittiklerinde hain planın birinci aşaması tamamlanmış olacak.
Bu planı yapanlar PKK'dan nefret eden
ulusalcı seküler medyanın da bu kez PKK tabanı yanında saf tutacağından eminler. Ana akım medyada bunun için az hazırlık yapılmadı!
İkinci aşamada ise, güneyindeki savaşa dahil olmaktan kaçınan
Türkiye'nin savaşı kendi içinde bulacağı hesabı var.
Peki ne olacak?
Söyleyeyim: Bu hain plana bakarak bugün ellerini ovuşturanların yarınki hayal kırıklıkları çok büyük olacak!
Ama
akan kanlar, ağlayan analar, ocağına ateş düşen evler var ya hâlâ, o koyuyor insana!