Ülkemizin en önemli sorunu terör merör değildir. Suriyeli mülteciler de değildir, Schengen vizesini kaldırtma derdi de. Anayasa falan hiç değildir.
Türkiye'nin bugün en büyük sorunu Bayan Aylin Nazlıaka'dır. Muhalif basın öyle diyor.
21.06.1934 tarihli ve 2525 sayılı kanuna göre kendisine "hanımefendi" demek yasaktır, onun için bayan dedim.
Bu kadın (eh, herhalde erkek diyecek halimiz de yok ya!) CHP mebusuydu. Partiden kovuldu. Şimdi "bağımsız milletvekili" sıfatıyla hükümete soru önergeleri falan veriyor. Demek ki, her ne kadar eski partisiyle mahkemelik de olsa, "fiili" durumu kabullendi. Öyle görünüyor. Fakat bu arada gidiyor, Evkaf'tan mütekait Rıfkı Bey'in evde oturmaktan sıkılması ve iki günde bir yerli yersiz eski "dairesini" ziyaret etmesi gibi, CHP'nin meclis grubu toplantılarına katılıyor.
Bu toplantılar çok önemlidir. Katılanlar, Sayın Kılıçdaroğlu'nun derin açıklamalarıyla aydınlanırlar, örneğin "Türkiye'de yabancı devletlerin büyükelçilikleri vardır" benzeri müthiş ifşaatıyla ufuklarını genişletirler.
Bu toplantıların diğer ve aslında en önemli özelliği de, ara sıra Mustafa Kemal Atatürk'ün de katılması ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarını alkışlamasıdır!
Vallahi de gözümle gördüm, en ön sırada oturuyordu...
Atatürk başka hiçbir partinin grup toplantısına gitmiyor, dikkat isterim.
Bayan Nazlıaka da gitmiş, bir "Atatürk kızı" olarak CHP grup toplantısında Atatürk'ün oturduğu yere, en ön sıraya oturmuş.
Olay çıkmış.
Kriz büyüyormuş... Muhalif basın öyle diyor.
Derhal bir "kriz masası" kurmaları gerekirdi. Bakanlıklarda ve televizyonların haber merkezlerinde o masalardan vardır, ödünç alabilirler.
Bulamazlarsa kendileri de üretebilirler, masif meşe... O mahfillerde odun boldur.
Bayan Nazlıaka'nın "kendisini Bayan Zeynep Altıok'un meclisteki odasından Atatürk portresini kaldırttığını söylemekle suçladığı söylenen" (ay biraz dolambaçlı bir cümle oldu) Bay Necati Yılmaz, bayanın grup toplantısına katılmasına şiddetli tepki göstermiş.
Parti içinde daha başka bozulanlar da varmış.
Öyle ya, parti üyesi değilse partinin toplantısında ne işi var? Ben gidiyor muyum?
Bu gelişme partide yeni bir tartışma başlatmış, muhalif basın öyle diyor.
Gözbebeğimiz, cumhuriyetimizin banisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu gibi kısır tartışmalardan artık kendini sıyırması ve "meleklerin cinsiyeti" gibi çok daha derin ve anlamlı tartışmalara yönelmesi en büyük dileğimizdir.
Bu konuda en büyük görev de Türk gençliğine, pardon, meclis grubu toplantılarında bir güneş gibi parlayan Sayın Kılıçdaroğlu'na düşmektedir.
Umarız "Suriye'ye barışı getireceğim" benzeri kapsamlı açıklamalarıyla bizi aydınlatır.
Bu konuda, "AKP iktidar olamayacağını anlamıştır" gibi isabetli saptamalarıyla ünlü CHP grup başkanvekili Sayın Levent Gök de kendisine yardımcı olabilir.