Internet fenomeni Köksal Baba'yı YouTube'da izliyor musunuz, bana fena halde Kılıçdaroğlu'nu hatırlatıyor.
Köksal Baba da ufak tefek, halim selim, görünürde zararsız ama birden dellenip ana avrat dümdüz gidiyor. Üstelik boyuna posuna bakmadan adam marizlemeye de kalkıyor.
Köksal'a kendi boyutlarında bir araba uydurmuşlar (isterseniz "parti" diye de okuyabilirsiniz), onunla oyalanıyor...
Bir de ezeli rakibi "Riçırt" var tabii, Köksal Ayşe'ye âşık ama Ayşe'yi götüren hep Riçırt oluyor (buna da "seçim" mi diyelim "iktidar" mı?)
Muhalif yazarlar Ayşe'yi elde etmek için formül bulmuşlar: CHP ne yapmalı?
Yurt çapında "bölge kurultayları" düzenlemeliymiş (sık sık düzenlenen Ankara kurultayları kesmemiş...)
Her bölgenin ihtiyaçları, talepleri o bölgede yaşayan insanlardan öğrenilip bu kurultaylarda kayıda geçirilecekmiş. (Genel merkezde bunları bilen yok.)
Aynı şekilde "meslek kurultayları" da düzenlenecek (seviyorlar bir kere.)
Esnaf, işçi, sanayici, çiftçi, ihracatçı gibi kesimlerin sorunları not alınacak.
Bu notlar, CHP il başkanlarının notlarıyla birleştirilip "hall-i hamur" edilecek, bu arada sendikalar ve sivil toplum örgütlerinden de görüş alınacak.
Bunlar tasnif edilecek... Bir program taslağına dönüştürülecek ve yeniden illere gönderilecek, sendikalara, meslek kuruluşlarına...
Sonra onlardan gelecek düzeltilmiş taslaklar gene Ankara'da bir program kurultayı düzenlenerek (Allah kimseyi kurultaysız bırakmasın) günlerce, haftalarca tartışılacak.
Böylece partinin "ideolojik çizgisi" de değişecekmiş. (Yıl kaç oldu, 2023'e yetişir mi?)
Herhalde sanayiciden ve ihracatçıdan akıl alıp sosyalizme yönelecekler! Nasıl bir sol program uygulaması gerektiğini burjuvaziye sormayı Lenin bile düşünememişti!...
O zaman da Köksal Baba, pardon, Kemal Baba istediği kadar "biz Allah'tan korkmayız" diye koca koca çamlar devirebilir...
1788 yılında da kral On Altıncı Louis, batağa saplanan Fransız ekonomisine çıkış yolu aramak için her ilden "defter" istemişti... "Cahiers de doleances", halkın hemen her konuda yakınmalarını içeren "sızlanma defterleri"...
Bunlara dayanarak ertesi yıl "sınıflar meclisi" toplandı ama meclisin bir kısmı kendini "kurucu meclise" dönüştürdü, devrim başladı.
Hadi bu da CHP'de bir devrime vesile olur inşallah, Köksal Baba kimseyi dövmezse...
O arada İstanbul sermayesi yeni bir komedyen bulursa defter düzmeye gerek de kalmayabilir. Örneğin partinin başına esmer bir vatandaş bulup "Mandela Selami" diye pazarlayabilirler.
Fakat ister misiniz şu defterlerden, yani halkın yakınmalarını dile getirecek notlardan "eskiye nazaran biz halimizden memnunuz hemşerim, size ne oluyor" gibi bir sonuç çıksın?